Mağfi Eğilmez doları yükselten sebepleri yazdı
Dolar kuru Merkez Bankası'nın faiz açıklamasından sonra yükselişini sürdürdü. Dolar kurunda yaşanan yükseliş periyotunun nedenlerini ekonomist Mahfi Eğilmez açıkladı.
Abone olMerkez Bankası'nın faizleri sabit tutma kararından sonra piyasalarda yaşanan dalgalı seyir arttı. Önce düşüş yaşayan dolar kuru şu sıralarda 8 lira 68 kuruş seviyesinde izliyor. Dolar kurunda durmaksızın yaşanan artışları değerlendiren ekonomist Mahfi Eğilmez kişisel sayfasında bir anliz yazısı yayımladı. Doların tüm para birimleri karşısında harekete geçtiğini söyleyen Eğilmez, "Dolar, yalnızca Dolar Endeksi ve Euro/Dolar paritesine göre değil son birkaç gündür TL’nin de aralarında yer aldığı bütün paralara karşı değer kazanmış durumda bulunuyor. Dolar / TL kuru Fed toplantısı öncesinde 8,55 iken bugün 8,67 dolayında bulunuyor. Demek ki Dolar, diğer paralara karşı olduğu gibi TL’ye karşı da son üç günde önemli oranda değer kazanmış.İfadelerini kullandı.
DOLAR SON GÜNLERDE NEDEN AŞIRI YÜKSELDİ?
Haftalardır aralıksız yükselen dolar kuru Merkez Bankası'nın faiz hamlesinden sonra kaldığı yükselişe devam etti. Merkez Bankası'nın faiz düşürmemesini bekleyen piyasaları tatmin eden kurum, faize kökten karşı olduğunu her konuşmasında dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çekinmediğini ortaya koydu. Dolarda yaşanan yükselişi değerlendiren Ekonomist Mahfi Eğilmez önemli anekdotları kişisel blogunda paylaştı. Eğilmez, "Doların, özellikle son üç gün içinde niçin diğer para birimlerine karşı değer kazandığını analiz etmeye geçebiliriz. İlk bakışta bu değer kazanma meselesinde bir çelişki var gibi görünüyor. Çünkü ABD’de enflasyon son üç ayda ciddi bir artış eğilimi içine girmiş durumda. Mayıs ayında açıklanan 12 aylık enflasyon oranı yüzde 5 ile Fed’in ekonomiyi dengelemeyi öngördüğü yüzde 2’lik oranın 2,5 katına yükselmiş bulunuyor. Normal koşullarda bir paranın enflasyonla iç değer kaybı yaşaması halinde dış değer kaybına da uğraması ve yabancı para birimlerine karşı değer kaybetmesi beklenir. Oysa burada tam tersi oluyor ve Dolar, yükselen enflasyon eğilimiyle içeride değer kaybederken yabancı paralara karşı değer kazanıyor. Bu durumun birkaç nedeni var. İlk olarak ABD ekonomisi Covid-19 Salgınıyla büyümede kaybettiği ivmeyi yeniden yakalamış görünüyor. Ekonomi, 2020 yılının ilk çeyreğinden sonra girdiği resesyondan çıkarak 2021 yılının ilk çeyreğinde büyüme trendine geri dönüş sinyali veriyor. Bu trendin ikinci çeyrekte de devam edeceği tahmin ediliyor. İkinci olarak ekonomideki bu büyümeye geri dönüş trendine paralel olarak işsizlik oranında düşüş söz konusu. Salgının etkisiyle 2020 yılı Nisan ayında yüzde 15’e kadar yükselmiş olan işsizlik oranı bir yıl sonra Mayıs 2021’de yüzde 5,8’e kadar gerilemiş durumda. Bu iki önemli gösterge ekonomide canlanma olduğunu ortaya koyuyor. Üçüncü olarak Fed, her ne kadar enflasyondaki yükselişin geçici bir yükseliş olabileceği kanısında olduğunu açıklasa da son toplantı sonrasında iki önemli sinyal verdi: (1) Toplantı öncesine kadar faiz artırımı için en erken tarih olarak 2024 yılını öngörürken bunu 2023 yılına çekti. (2) Faiz artırımı başlamadan önce, varlık alımı yoluyla yaptığı piyasa fonlamasını azaltmaya başlayacağını (tapering) açıkladı. Başka nedenler de var kuşkusuz ama bu sayılan nedenlerin içeride hızlanan enflasyona karşılık Doların dış değer kaybına değil kazanımına yol açtığı anlaşılıyor" İddiasında bulundu.
TL'NİN DEĞER KAYBETMESİNE YOL AÇAR
Türkiye ekonomisi için dolardaki yükseliş sonuçlarını yazan Mahfi Eğilmez, "Bu gelişmeden Türkiye ekonomisi için birkaç sonuç çıkar: (1) Fed’in varlık alımını azaltacağını açıklaması ve faiz artırım beklentisini öne çekmesi ABD’de faizlerin ileride yükseleceği anlamına gelir. Bu durumda bizim gibi dış kaynak ihtiyacı nedeniyle yüksek riske karşılık yüksek faiz öneren ülkelere gelmiş olan dövizler yavaş yavaş çıkmaya başlar. Ki bu da TL’nin değer kaybına uğramasına yol açar. (2) Dünya piyasalarında sıkılaştırma eğilimi yayılmaya başlarsa likidite bolluğu azalacağı için bizim gibi tasarruf yetersizliği nedeniyle dış kaynağa bağımlı ülkelerin dış kaynak sağlama maliyetleri yükselir." İfadelerini kullandı.