Meral Akşener seçilirse başkan yardımcısı Selahattin Demirtaş mı olacak?
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, 'Cumhurbaşkanı seçilirseniz başkan yardımcılarından biri Selahattin Demirtaş mı olacak?' sorusuna yanıt verdi. Akşener, 'Benim açımdan etnik aidiyet üzerinden sorulduğu takdirde Kürt bakan da olur, Kürt başkan yardımcısı da olur, Alevi bakan da olur, Alevi başkan yardımcısı da olur' ifadelerini kullandı.
Abone olİYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Sözcü Gazetesi'nden Nil Soysal'a önemli açıklamalarda bulundu. 'Cumhurbaşkanı seçilirseniz başkan yardımcılarından biri Selahattin Demirtaş mı olacak?' sorusuna yanıt veren Akşener, "Benim açımdan etnik aidiyet üzerinden sorulduğu takdirde Kürt bakan da olur, Kürt başkan yardımcısı da olur, Alevi bakan da olur, Alevi başkan yardımcısı da olur. Zaten bizim partimizin başkan yardımcıları arasında, kurucular kurulu arasında herkes var. Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olarak, aidiyetleri özne yapmadan herkesin birbiri ile eşit olduğu, birinin diğerinin önünde olmadığı bir devlet anlayışı sunacaksınız. Türkiye'deki temel sorun bu." ifadelerini kullandı.
İşte Akşener'in o röportajı;
‘KARARTMA UYGULUYOR'
– Medyanın tüm karartmalarına rağmen moralli ve iddialı bir
kampanya yürütüyorsunuz ve çok net olarak “İkinci tura ben
kalacağım” diyorsunuz. Vatandaş sizi niye seçsin?
Türkiye şu anda kendisini baba zanneden çok sert bir kişinin
elinde. O kişinin keyfini ve gönlünü hoş etmek üzere kurulu bir
düzen var. Türkiye'nin onun yerine anne şefkatine ihtiyacı var. Bir
ev düşünün; evde bir kadın varsa o evin düzeni nasıldır, kadın
yoksa evin hali nedir? Türkiye şu anda bekar evi gibi,
darmadağınık. Anne eline, şefkatine ihtiyacı var. Üstelik, ben AKP
seçmeninden de oy alıyorum. Mesela bizi en zorlaması gereken bölge
İç Anadolu'ydu. Ama İç Anadolu'yu aldık. Tayyip Bey'in şahsi
oyundan buralarda yüzde 70'lere, 60'lara varan oyları vardı, o
oylardan şahsıma ciddi bir oy kayması var. Bir de partisinden
partimize oy kayması var. Dolayısıyla biz 24 Haziran'ı değil, 8
Temmuz'u konuşmak zorundayız. İkinci turda sağ oylar kime gidecekse
Erdoğan'ı o evine yollayacak. Bunu görüyor ve üzerimde büyük bir
karartma uyguluyor.
– Tayyip Erdoğan neden karşısında sizi görmek
istemez?
Çünkü merkez sağın yüzde 65'lik oyunun tamamına talip. Bugüne kadar
hep bu siyaset oyununu sürdürdü. CHP'yi rakip yaptı ve
düşmanlaştırdı. Bütün seçimleri hep bu ikili düzen üzerinden
götürdü ve her seferinde başardı. İlk defa karşısında bir üçüncü
yol var. “Senin partin camileri ahır yaptı” diyemeyeceği gelenekten
gelen bir rakip var.
DEHŞET DENGESİ!
– Aslında siz Tayyip Bey'i çok iyi tanıyorsunuz. Geçmişte
ailece bile görüşüyordunuz…
Evet. Bu da benim açımdan çok büyük avantaj.
– Tayyip Bey açısından da avantaj…
(Gülüyor) Tabii. Gayet güzel dehşet dengesi oluşturuyor. Zaten
bütün bunları bildiği için karartma uygulanmasını sağlıyor. Bunlar
kendisi açısından doğru bir taktik. Ama son zamanlarda dayanamadığı
için gittikçe dozu artan bir şekilde Binali Bey ve diğer bakanlar
saldırıya geçtiler. Kendisi de isim vermeden cevap veriyor bazen.
Bunların benim için bir önemi yok. Sayın İnce'nin isminden bağımsız
olarak söylüyorum; Erdoğan muhafazakar seçmeni tutmak için
karşısında CHP'li bir rakip görmek istiyor. Bunu başka türlü
başaramaz. Bir de şöyle düşünün; ben hiç bu işe başlamamış
olsaydım. İYİ Parti'yi de kurmamış olsaydık, siz gazeteciler şu
anda birinci turda Tayyip Bey'in kaç puanla geçeceğini
konuşacaktınız? Bunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
– “Neden bir Kürt Başkan Yardımcısı olmasın” dediniz.
Cumhurbaşkanı seçilirseniz başkan yardımcılarından biri Selahattin
Demirtaş mı olacak?
Benim açımdan etnik aidiyet üzerinden sorulduğu takdirde Kürt bakan
da olur, Kürt başkan yardımcısı da olur, Alevi bakan da olur, Alevi
başkan yardımcısı da olur. Zaten bizim partimizin başkan
yardımcıları arasında, kurucular kurulu arasında herkes var.
Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olarak, aidiyetleri özne
yapmadan herkesin birbiri ile
eşit olduğu, birinin diğerinin önünde olmadığı bir devlet anlayışı
sunacaksınız. Türkiye'deki temel sorun bu.
“8 TEMMUZ'DA KEDİLERİMLE ÇANKAYA'YA
TAŞINACAĞIZ”
Meral Akşener'in bahçesinde tam 4 kedisi var. Hepsi de sokak
kedisi. Daha doğrusu hepsi de, terkedilmiş kediler! “Bütün hasta
kediler beni bulur” diyor Meral Akşener. Kucağındaki Badem'i
kuyruğu kopmuş vaziyette bulmuş. Almış eve getirmiş. Diyor ki;
“Buraya çok alıştılar. Ama 8 Temmuz'da hep birlikte Çankaya'ya
taşınacağız!”
KOZMİK ODA ÇOK MÜHİM!
– “FETÖ elebaşını getirmek için ne gerekiyorsa
yapacağınızı” söylediniz. Ne yapacaksınız?
Ben devlet yönetiminde bulundum. Dış ilişkilerde neyin, nasıl
yürüdüğünü biliyorum. Bir; Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni yönetenler
bu FETÖ ele başını gerçekten istiyor mu? Esas soru bu. Bildiğim bir
şey var; diplomasi devreye girer, kararlılık gösterirseniz,
muhataplarınıza bunu doğru düzgün anlatırsanız, sonuç itibarıyla
gereği yapılır. Geçmişte oldu bunlar. Ben bu iktidarın FETÖ'yü
getirmek istediğini düşünmüyorum. Çünkü gelince konuşursa ne
olacak? Bunlar aynı evin içinde oldular, aynı evi paylaştılar. Aile
oldular. Sadece müritlikten bahsetmiyorum, o kadar girift ilişkiler
oluştu ki… Yani al gülüm ver gülümler oldu. Onun için siyasi
ayağına da girilmedi. Her yerde FETÖ var, bir siyasette yok şu
anda. FETÖ ele başı getirildiği zaman çok kişi bu konuyla ilgili
ifade vermek zorunda kalır. Zaten Sayın Erdoğan'ın 17/25 Aralık'tan
sonra “Ne istediler de vermedik” diye çok önemli bir sözü var. Ne
istendi? Sen ne verdin? Kozmik oda çok mühimdir. Cumhurbaşkanı
olduğumda sadece FETÖ başını getirmekle kalmayacağım, siyasi
sorumlularını da mahkemeye çıkaracağım.
– Cumhurbaşkanı seçilirseniz eğer ilk icraatınız ne
olacak?
İlk iş kayınvalidemi arayacağım ve “Anneciğim kızın Türkiye'nin ilk
kadın Cumhurbaşkanı oldu ellerinden öperim” diyeceğim. Sonra askeri
liselerin yeniden açılışı ve şeker fabrikalarının satış iptal
sürecini başlatacağım. Politikaya girmem için ilk teklif geldiğinde
oğlum 13 yaşındaydı. Bu kararı vermeden önce danıştığım tek kişi de
oğlumdur. Tek çocuk zaten. Dedim ki; “Eğer sen izin verirsen
gireceğim. Ama o zaman belki seni daha az göreceğim. Belki daha az
birlikte vakit geçireceğiz.” İki gün süre istedi. İki gün sonra;
“Bırak dersem bırakacak mısın” diye sordu. “Bırakırım” dedim.
Sözleşme imzalattı
“BUZDOLABIMIZI 10 YIL ÖNCE YENİLEDİK!”
– Evdeki Meral Akşener'i de merak ediyoruz…
(Gülüyor) İyi bir ev hanımı olduğumu düşünüyorum. Diplomalı aşçıyım. Yemek yapmayı çok severim. Özellikle geleneksel yemeklerde çok iddialıyım.
– Yemek demişken, buzdolabınız kaç yıllık acaba?
(Kahkahalar) Vallahi bizim her şeyimiz eski Nil Hanım. Yeni bir şeyimiz yok. 38 yıllık evliyiz. Eşyalarımızı bir kere yenileyebildik. Onun da üstünden nereden bakarsanız en az 10 yıl geçti. Buzdolabımızı da o zaman değiştirmiştik.
– Bütçeyi kim yapıyor?
Evlendiğimizden beri bütçe Tuncer'de. Ben hiç karışmam.
– Maaşınızı Tuncer Bey'e mi veriyorsunuz?
Yok. Benden para almaz. Beni de o geçindirir. Kendi kazandığımı
kendim harcarım. Üniversitede hocayken kız öğrencileri okuturdum.
Bunu da herkes bildiği için rahat söylüyorum. Ama milletvekili
olduktan sonra, elime üniversite maaşından daha az para kalır oldu.
Çünkü siyasetin harcaması çok yüksektir. Genellikle kendi ekonomik
durumuma göre alışveriş yaparım. Ayağımı yorganıma göre uzatırım
yani.
– Büyük bir aşk evliliğiymiş sizinki…
Benimle evlenebilmek için Tuncer evden kaçtı. Adam daha ne
yapsın…
– Sokakta “Meral abla” mı diyorlar size?
Abla diyorlar. Tanıyan, tanımayan herkes abla diyor. Bazıları Meral
anne de diyor.
– Torununuz Pars…
Pars babaanne diyor ama ona da öğretmişler şimdi. Bazen
“Cumhurbabanne” diyor. Ama doğrusu da bu. Cumhurbabanne olacağım
çünkü.