Anasayfa /  Eğitim

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Denemeç: "Eğitimde dönüşümü yavaş yavaş gerçekleştireceğiz"

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Reha Denemeç, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Son Derece Büyük Bir Sistem Olduğunu Ve Avrupa’daki Küçük Ölçekli Eğitim Sistemine Sahip Ülkelerle Kıyaslanmaması Gerektiğini Vurguladı.

Abone ol
Abone ol 21 Ekim 2019 09:56

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Reha Denemeç, Türkiye’deki eğitim
sisteminin son derece büyük bir sistem olduğunu ve Avrupa’daki
küçük ölçekli eğitim sistemine sahip ülkelerle kıyaslanmaması
gerektiğini vurgulayarak, "Eğitimde dönüşümü yavaş yavaş
gerçekleştireceğiz" dedi.


Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde okulların fiziki donanımlarını
yerinde inceleyen Bakan Yardımcısı Reha Denemeç, Cunda Mesleki ve
Teknik Anadolu Lisesi, Eski Kız Meslek Lisesinde açılan doğa
sergisi, tarihi Gazi İlkokulu binası ile Küçükköy’deki MEB’e bağlı
teknoloji atölyesini de gezdi. Türkiye’nin eğitim ölçeği çok büyük
olan bir ülke olduğunu ifade eden Denemeç, "18 milyon öğrencisi
var, 1 milyon öğretmeni var. 130 bine yakın okul binası var. Bu
kadar büyük bir ölçekte eğitim vermekte olan bir ülkeyi, bazen bu
alanda çok küçük ölçekte olan Finlandiya gibi, Singapur gibi
ülkelerle kıyaslıyorlar. Ondan sonra da bir sürü eleştirel
yorumlarda bulunuyorlar. Bizim eğitim sistemimiz içerisindeki
sadece Suriyeli ve diğer yabancı çocukların toplamı 680 bin. Bu
rakam Finlandiya’daki tüm eğitim sistemindeki öğrenci sayısıyla
eşit” dedi.


Türkiye’de bu kadar geniş ve büyük kitleye belirli bir
standartta eğitim verebilme kapasitesi ile bu kabiliyete sahip
olabilmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Yardımcısı Reha
Denemeç, “Kıyasladığınızda Türkiye’nin bugün tabii ki sorunları
var. Fiziki imkânlar anlamında, okul imkânları anlamında tabii ki
eksiklikleri olmakla birlikte hiçbir çocuğumuz açıkta değil.
Güvenli bir ortamda, yetişmiş, eğitim almış öğretmenlerin
nezaretinde eğitimlerini görebiliyorlar” ifadelerini kullandı.


Milli Eğitimde yöntemleri yavaş yavaş güncellemeye ve
değiştirmeye çalıştıklarını kaydeden Denemeç, “Burada iki sıkıntı
var. Bir tanesi, maddi olarak sistemin çok büyük olmasının
beraberinde getirdiği mali bir külfet var. Bunu bir anda yapabilmek
mümkün değil. Bu kadar büyük bir sistemi bir anda değiştirmekte
doğru değil. Dönüşümü yavaş yavaş yaşatmak lazım. Onu da yaşıyor
zaten Türkiye. Şimdi bunu yaparken, dediğim gibi maddi imkan ve
kitlenin büyük olmasından dolayı hızlı yapmamız mümkün değil. Ama
şunu gözlemliyoruz. Tabii bu bizim kendi gözlemimiz de değil,
dışarıdan yapılan gözlemlerdir. Mesela Ayvalık, Türkiye’nin
gelişmiş bölgelerinden biri. Yani buradaki imkânları ülkemizin bazı
yörelerinde yakalayabilmemiz pek mümkün olmuyor. Ama buna rağmen
bir örnek olarak birçok yerde söylüyorum. Bu bizim gözlemimiz
değil. Bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında Ağrı’nın küçük bir
ilçesine giden bir bankanın yöneticileri söylüyor. Orada
çocuklarımız taşımalı sistemle eğitim görüyorlar. ‘Bir baktık ki’
diyorlar, ‘Çocukları arabalar getirdi. Ondan sonra pat pat öğlen
yemekleri geldi. Ondan sonra servis araçları geldi çocukları
götürdü.’ Böyle bir organizasyonu sağlayabilmek bile büyük bir
beceri gerektiriyor” dedi.


“Taşımalı sisteme 3.6 milyar harcıyoruz”


Türkiye’de taşımalı olarak eğitim verilen çocuklara senede 3.6
milyar liralık harcama yaptıklarını aktaran Denemeç, “Yani taşıt
masrafı ile onların yemeklerini vermekle bizim bütçemiz 120 milyar
liraya yakın ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 900 bin
öğretmenimiz var. Özel okullarımızdaki öğretmenlerle bu sayı 1
milyonu buluyor. O yüzden de kendimizi kritik ederken, bu konularda
biraz daha toleranslı olmakta fayda var. Mutlaka eksikliklerimiz
var ama eldeki imkânlarla yapılacakların en iyisini yapmaya
çalışıyoruz. Daha ileriye götürmek mümkün değil mi? Tabii ki de
mümkündür” diye konuştu.


Yorumlar