Anasayfa /  Politika /  Chp

Muharrem İnce Aydın'da konuşuyor canlı izle

CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Aydın'da halka hitap ediyor.

Abone ol
Abone ol 05 Haziran 2018 19:01

Efeler diyarı Aydın, zeybekler diyarı Aydın hoşgeldiniz sefalar getirdiniz.

Bugün size seçimde en büyük rakibimi açıklayacağım. Benim rakibim prompter… Videoyu bir izleyelim. Ama yuhalamayın sesi duyalım. (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’da prompter arızası nedeniyle yarıda kesilen konuşma videosu) O camdan okuyor yazıları ben candan konuşuyorum candan. Kılavuzu prompter olanın… böyle olur işte. Demek ki Kürt sorununu sana birileri yazacak sende okuyacaksın. Öyle yağma yok.

Ben gelecek anlatıyorum nano teknoloji diyorum. O geliyor Bay Muharrem çırak diyor. Aydın’dan sesleniyorum bay ekonomist diploması olmayan ekonomist. Gel tartışalım. İstediğin zaman canın ne zaman çekerse 24 saat seni bekliyorum. Ekonomi, dış politika her şeyi tartışalım.

Sen kimi ziyaret ettin diyor bana. Kimimi ziyaret ettim. YSK kime aday olabilirsin dediyse, kime vize verdiyse onları ziyaret ettim. Karamollaoğlu’nu, Akşener’i, Demirtaş’ı, Erdoğan’ı da ziyaret ettim. YSK kime adaysın demişse ben gittim ziyaret ettim. Hatta barış ortamı gelsin Türkiye rahatlasın diye onların hesabına 500’er yüz lira para yatırdım. Bende biliyorum onların benim 500 lirama ihtiyaçlarının olmadığını ama yumuşasın istiyorum. Bana oradan çakmaya çalışıyor. Onları geç, geç onları…

Bir iftar yemeği var. Arkada parti logosu var. Erdoğan konuşuyor beni eleştiriyor. Orada bir general var o da alkışlıyor. Bende ‘o generalin apoletlerini sökeceğim’ dedim. Erdoğan orada konuşurken Türk ordusunun kahramanlığını anlatmıyor, bayrak demiyor, vatan demiyor… Muharrem İnce’ye ‘çırak’ diyor generalde alkışlıyor. Şimdi bana demiş ki ‘O sökeceğin apoleti Apo’ya mı takacaksın’ demiş. Ben ona soruyorum sen balyoz ve ergenekon davalarında söktüğün apoletleri FETÖ’ye mi taktın? Hemşehrim Erdoğan, Recep efendi seni uyarıyorum; Bir her kuşun eti yenmez. Ben sana hiç Recep efendi demedim. Kaç gündür sabrediyorum. Ne zaman bugün Muharrem efendi dedin bende sana Recep efendi dedim. Sen bu kadar askerleri seviyordun da ABD askerleri Türk askerlerin başına kuzey Irak’ta çuval geçirdiğinde niye savunmadın onları. Bana bu lafları söyleme ikimizde bu memleketin evladıyız. Bana laf ediyorsun da ABD’lilere niye edemedin? Sen madem bu askerleri bu kadar çok seviyordun da kozmik odaya girildiğinde askerler inim inim inlediğinde ne iş yapıyordun?

Değerli Aydınlılar Erdoğan’la benim aramda bir iki fark söyleyeceğim. Size söz veriyorum 24 Haziran’dan sonra her televizyonu açtığınızda karşınıza ben çıkmayacağım söz. Yani 18 kanalda hepsinde birden beni görmeyeceksiniz. Mesela o yandaş gazeteciler var ya onları da görmeyeceksiniz. Mesela çıkmak istediğimde Aydın’daki üniversite öğrencileri ile birlikte çıkacağım. Mesela incir üreticilerinden beş kişi seçin diyeceğim. Bir kanalda incir zeytin üreticileri beraber çıkacağım. Mesela başka bir kanalda emeklilerle birlikte çıkacağım. Böyle bir Türkiye hayal edin böyle bir Türkiye… Her gün bağırıp çağıran bir Cumhurbaşkanı değil gelecek vadeden gelecek konuşan bir Cumhurbaşkanı.

İlk kez burada açıklıyorum. Bu TRT var ya bu besleme TRT… Hani hepimizin parası var onda. Hepimizin elektrik faturalarından pay gidiyor bunlara. Anayasa da tarafsız olması gerektiği söyleniyor. Bana veriyor 5 dakika, Erdoğan’ı veriyor 500 dakika… TRT’de kanundan kaynaklanan konuşma süresi var. Kanunda öyle yazıyor. Muharrem İnce’nin 10’ar dakikalık iki tane konuşma hakkı var. Şimdi beni arıyorlar 10’ar dakikalık kanundan kaynaklanan gel bu konuşmanı yap. Aydın’dan ilk kez açıklıyorum. Alın sizin olsun. Size soruyorum bu konuşmayı yapmaya gerek var mı? (Hayır sesleri) Çıkarın o zaman telefonları yayını siz yapacaksınız canlı yayın. TRT’nin sadakasına ihtiyacımız yok.

Erdoğan’la benim aramda bir fark daha var. Geçenlerde bir toplantıdan çıkarken benim korumam selfie çekmek isteyen birini itmiş. Ben de görüntüleri seyrettim. O kişiyi bulun dedim Çiğili Belediye Başkanımıza… O kişiyi buldular. Aradım dedim ki yanımda çalışanların da sorumluluğu bana aittir özür diliyorum dedim. O da bana dedi ki ‘Ağabey ben partiliyim. Sen bizim yüz akımızsın. Seni böyle bir şey için medyaya düşürdüğümden dolayı çok üzgünüm. Sakın ha benden özür dileme. Biz seni kazandırmak için uğraşıyoruz. Ben yanlış yaptım’ dedi. Yok dedim yanlış yok. Yanlışı bizim arkadaş yaptı. Şimdi Erdoğan bugün meydanda bunu konuşuyor. Ona şunu soruyorum… Evet yapılan hareketi doğru bulmuyorum. O vatandaş itilmemeliydi ama o hengamede bazen oluyor. Ben aradım özür diledim. Sayın Erdoğan değerli hemşehrim, sen Soma’da tekmelenen madenciyi aradın mı? Bana bunun hesabını sor. Aramızda fark var ya aramızda bir de insanlık farkı var.

Yien bir başka konu… Her gittiği yerde cehape diyor cehape… Bir kere Türkçe’de ‘Ha’ diye bir harf yok. ‘He’ o ‘he’…  Diploma olmayınca böyle oluyor ne yapayım? Cehape değil cehepe, Mehape değil Mehepe… ‘Cehape cami yıkıyor’ diyor. Doğru söylüyor niye yuhalıyorsun. Ben gelirken Mesut ağabeye de sordum Özlem’e de sordum camileri dedim deterjanla yıkıyor musunuz temizliyor musunuz? Evet dediler temizliyoruz. Yani Türkiye’de ne kadar CHP’li belediyeler varsa camilerimizi temizliyor, yıkıyor, ve deterjanlıyorlar. Bu doğru…

AYRINTILAR GELECEK


Yorumlar
Çok Okunanlar