Nihat Doğan ve Ömür Varol'a hapis istemi
Nihat Doğan ve Ömür Varol 'Söylemezsem Olmaz' programında, Pana Film'e dair yaptıkları yorumlar sebebiyle "iftira"ve "hakaret" suçlarından 8 yıl 4'er aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Abone ol Beyaz TV'de yayınlanan "Söylemezsem Olmaz" adlı
programda "Kurtlar Vadisi Darbe" hakkında yapılan yorumlarda iftira
ve hakaret suçunu işledikleri iddiasıyla programın sunucuları Nihat
Doğan ve Ömür Varol'un da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında
"iftira"ve "hakaret" suçlarından 8 yıl 4'er aya kadar hapis cezası
istemiyle iddianame düzenlendi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma
Bürosunca hazırlanan iddianamede, müştekiler Necati Şaşmaz ve
Mehmet Canpolat'ın uzun yıllar boyunca televizyonda gösterimi
yapılan Kurtlar Vadisi Pusu adli dizinin yapımcısı olan Pana Film
ünvanlı şirketin ortağı oldukları belirtildi.
Müştekilerin, Beyaz TV adlı televizyon kanalında yayınlanan
"Söylemezsem Olmaz" adlı programda yapımcılığını üstlendikleri
dizinin yaklaşık 4 yıl önce çekilip yayınlanan 159. bölümündeki
bazı sahnelerin uydurma görüntülerle bağdaştırılıp Türkiye
Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı suç
teşkil eden eylemler yapılacağına dair tehdit şeklinde
yorumlandığı, yine ileride kullanmak üzere 2016 yılı Mayıs ayında
patent başvurusunu yaptıkları "Kurtlar Vadisi Darbe" isminden, FETÖ
adlı terör örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe
girişiminden önceden haberdar oldukları sonucunu çıkaran yorumlar
yaparak kendilerine hakaret edildiğini ve iftira atıldığını
belirttikleri ifade edildi.
İddianamede, Şaşmaz ve Canpolat'ın şikayetinde söz konusu programda
konuşan kişilerin bizzat isimlerini kullanarak kişilik haklarına
saldırdıklarını, kendilerinin dizinin birçok bölümünde FETÖ adlı
örgütün eylemlerini halka anlattıklarını, iddiaların asılsız
olduğunu, sorumlu tüm kişilerden şikayetçi olduklarını söylemeleri
üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi.
İlgili televizyon kanalı yönetimiyle yapılan yazılı görüşmede,
eylem tarihinde programın şüpheliler Nihat Doğan, Ömür Varol,
Gülşah Saraçoğlu ve Bircan İpek tarafından sunulduğu, Cihad
Zembat'ın ise yayının sorumlusu olduğunun belirtildiği aktarılan
iddianamede, şüphelilerin alınan savunmalarında şikayete konu
olayları programlarında gündeme aldıklarını, bu konuların
kendilerinden önce muhtelif basın organlarında da gündeme geldiğini
suçlamayı kabul etmediklerini söyledikleri ifade edildi.
İddianamede, söz konusu şirket tarafından soruşturmaya konu "darbe"
içerikli marka başvurusunun onlarca farklı isimle birlikte
yapıldığı belirtilerek, ilgili dizinin 159. bölümündeki "Erdoğan"
yazılı mezar taşları içeren görüntülerin bilirkişi marifetiyle
tespit edildiği, bu veri üzerinden kolluk marifetiyle çekimin
yapıldığı mezarlıkta yapılan araştırmalar neticesinde bu alanın
Erdoğan soyadlı bir aileye ait olup, legal yollarla temin
edildiğinin ve orijinal görüntüsünün de dizide yayınlandığı gibi
olduğunun belirlendiği vurgulandı.
Şüphelilerin adı geçen programda dile getirdikleri iddialarla
ilgili olarak müştekiler hakkında İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğü kaydedilen iddianamede,
müştekilerin yayınladıkları dizinin senaryosunda anlatılan
olayların 15 Temmuz darbe girişimiyle paralellik arz etmediği gibi
içerikte FETÖ/PDY adlı terör örgütüyle mücadele içinde olan kişi ve
olayların konu edildiği, aynı zamanda müştekilerin FETÖ/PDY ile
bağlantılı olduklarına dair tespit yapılamadığı gerekçeleriyle
kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği bildirildi.
FETÖ/PDY talimatıyla suç işlediği sonucu
çıkarılamaz
İddianamede, söz konusu dizinin on yılı aşkın süredir
yayınlandığı ve tüm bu süreç boyunca genel itibarıyla Türkiye'deki
demokratik düzene suç işleyerek müdahalede bulunan karanlık
yapılar, Türkiye'de faaliyet gösteren silahlı suç örgütleri ile bu
yapıların harici ve dahili bağlantılarının konu edildiği
vurgulandı.
Bu konsepte sahip bir yapımda yaşanmış olaylara yer verilebileceği
gibi ileride yaşanması öngörülen olaylara da vurgu yapılabileceği
kaydedilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Ülkemizde ve dünyada bu tür içeriğe sahip olan yazılı ve görsel
eser bulunduğu, bu kapsamda Kurtlar Vadisi Pusu adlı dizide de
gerçek hayattaki siyasi kişiliklere karşı işlenen ya da işlenme
ihtimali olan suçların sahnelenmesinin ve bu sahnelerde gerçek
hayata gönderme yapan veriler kullanılmasının olağan olduğu, sadece
bu türden sahnelere yer verilmesi şeklinde gerçekleşen eylemden
yapımcı, senarist veya oyuncu grubunun FETÖ/PDY yahut başka bir
örgütün talimatı doğrultusunda hareket ederek suç işlediği
sonucunun çıkarılamayacağı anlaşılmıştır."
İddianamede, müştekilerin sahip olduğu yapım şirketinin içeriğinde
"darbe" kelimesi yer alan bir isim için marka başvurusu yapmasının
da olağan olduğu vurgulanarak, şüphelilerce iddia edildiğinin
aksine 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde "Kurtlar
Vadisi Darbe" adlı bir dizinin yayınlanabilmesinin hayatın olağan
akışına aykırı olacağı kaydedildi.
Müştekilerin 15 Temmuz darbe girişiminden birkaç ay önce
yayınladıkları dizinin genel konusuna uygun olan "darbe" kelimesi
içerikli bir marka başvurusunda bulunmalarından şüphelilerce dile
getirilen sonucun çıkarılmasının da mümkün olmadığı dile getirilen
iddianamede, "Basın yayın yoluyla dile getirilip kişileri darbeci,
terör örgütü mensubu ve benzeri ağır suçlamalara maruz bırakan
iddiaların sağlam verilere dayanması gerektiği, salt yayınlanan
dizinin bir sahnesi ya da sahip olunan isim hakkı üzerinden bu tür
çıkarımlar yapılamayacağı anlaşılmıştır." denildi.
İddianamede, şüphelilerce ilgili televizyon programının farklı
tarihlerinde yinelenerek sarf edilen ve her biri tüm şüphelilerce
desteklenen "Müştekilerin yapımcısı oldukları dizinin senaryosunda
FETÖ terör örgütüne mensup istihbaratçılar tarafından müdahale
edildiği, FETÖ'den talimat alındığı, Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanının ölümle tehdit edildiği, yapımcı ekibin FETÖ terör
örgütünce yapılan 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildiği"
şeklindeki iddiaların tahkir ve iftira kastı taşıdığı
vurgulandı.
Bu kapsamda şüpheliler Bircan İpek, Cihad Zembat, Gülşah Saraçoğlu,
Nihat Doğan ve Ömür Varol'un üzerilerine atılı hakaret ve iftira
suçlarını işledikleri savunulan iddianamede, 1 yıl 9 ay 15'er
günden 8 yıl 4'er aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep
edildi.
İddianamenin gönderildiği mahkemece kabul edilmesi halinde
şüphelilerin yargılanmalarına başlanacak.
Öte yandan, programda sarf edilen sözlerle ilgili şüpheliler
hakkında başlatılan soruşturmada "tehdit" suçunun unsurlarını
oluşturan ifadeler yer almadığı, başka bir sözlü ya da fiili
eylemle desteklendiğine dair delil bulunmayan bu ifadelerin
"çalışma hürriyetini ihlal" ile "halkı kin ve düşmanlığa tahrik"
suçlarını da oluşturmayacağı gerekçesiyle, bu suçlardan kovuşturma
yapılmasına yer olmadığına dair karar verildi.
ulusalkanal