Nuriye Gülmen neden gözaltına alındı? Nuriye Gülmen kimdir?
Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilen ve işine dönmek için bir süre açlık grevi yapan Nuriye Gülmen, hakkında arama kararı bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Nuriye Gülmen kimdir? Nuriye Gülmen aslen nereli? Nuriye Gülmen kaç yaşında? İşte Nuriye Gülmen hakkındaki bilgileri haberimizden öğrenebilirsiniz.
Abone olOlağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilen ve işine dönmek için bir süre açlık grevi yapan Nuriye Gülmen, hakkında arama kararı bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.
Esenboğa Havalimanı'na giden Gülmen, Pursaklar ilçesindeki polis arama noktasında, kimlik kontrolü için durduruldu.
Kimlik sorgusunda, Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesince, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan arandığı belirlenen Gülmen, gözaltına alındı.
Pursaklar İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürülen Gülmen, buradaki işlemlerinin ardından Asayiş Şube Müdürlüğü İnfaz Büro Amirliği ekiplerine teslim edildi.
Nuriye Gülmen 1982, Kütahya'da doğdu.
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında kadrosu Konya Selçuk Üniversitesi'nde bulunan Gülmen, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde görevlendirildi. Burada Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünde araştırma görevlisi olarak görev yapmaktaydı Sözleşmesinin yenilenmemesi dolayısıyla açtığı davayı kazanarak, tekrarSelçuk Üniversitesi'nde göreve başladı.
Göreve başlamasından bir gün sonra, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası ilan edilen OHAL kapsamında çıkartılan 679 sayılı kanun hükmünde kararname ile çalıştığı üniversiteden FETÖ/PDY üyesi olduğu gerekçe gösterilerek açığa alındı. Kaybettiği işine geri dönmek üzere Ankara Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde 9 Kasım 2016'da 'İşimi Geri İstiyorum' diyerek bir eylem başlatmasının ardından gözaltına alınan Gülmen, son olarak birlikte eylem yaptığı öğretmen Semih Özakça ile birlikte açlık grevine başladı.
Nuriye Gülmen'in talepleri; OHAL kaldırılması, işten atılan ve açığa alınan devrimci demokrat kamu emekçileri işe iade edilmesi, keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilmesi, 13 bin ÖYP'li araştırma görevlisinin kadro güvencesi geri verilmesiydi.
CNN International, Nuriye Gülmen'i 2016'nın önde gelen sekiz kadını arasında gösterdi.
22 Haziran 2017'de Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, açlık grevi nedeniyle sağlık sorunları yaşadıkları iddiası ile haklarında uygulanan tutukluluk kararının kaldırılarak tedbiren tahliyele edilmeleri isteğiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'nebaşvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi 28 Haziran'da Gülmen ve Özakça'nın yaptığı başvuruyu oybirliğiyle reddetti. Mahkeme gerekçeli kararında; "başvurucuların ceza infaz kurumunda tutulmalarının yaşamlarına, maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik bir tehlike oluşturduğuna dair derhal tedbir kararı verilmesini gerektirir bir durum bulunmadığı anlaşılmıştır" ifadelerine yer verdi. Ayrıca, Gülmen ve Özakça'nıncezaevine getirildikleri günden beri sağlık durumlarının takip edildiği, kontrol amacıyla hastaneye sevk teşebbüslerinin Gülmen ve Özakça tarafından reddedildiği, acil durumlar için tedbirlerin alındığı ve cezaevi içinde bir hastanenin bulunduğu belirtildi.
Gülmen, Semih Özakça ile birlikte 29 Haziran 2017 tarihinde açlık grevi sonucu sağlık sorunları yaşadıkları ve tutukluluk koşullarının sağlık durumlarını daha da kötüleştirdiği iddiasıyla tahliye edilmeleri talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nebaşvurdu.12 Ağustos 2017'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Gülmen ve Özakça'nın avukatları aracılığıyla yaptıkları tedbiren tahliye başvurusunu reddetti. AİHM ret kararında, "mahkemeye sunulan sağlık raporları ve diğer bilgiler ışığında, Özakça ve Gülmen'in Sincan Devlet Hastanesinde tutuklu bulunmalarının, başvuranların hayatı açısından gerçek ve yakın bir tehlike oluşturmadığını" belirtti. Mahkeme ayrıca Gülmen ve Özakça'yı açlık grevine son vermeye davet etti.
AİHM başvurusunda muayene ve tıbbi belgeleme sürecine tek hekim olarak katılan ve 32 sayfalık bir rapor sunan Şebnem Korur Fincancı twitter hesabından muayene ve belgeleme sürecinde yaşananları anlatarak tepki gösterdi ve bu tıbbi belgelemeye kararda atıf yapılmamasını eleştirdi: "Tüm hekimler hayati tehlike, bakıma gereksinim var diyor, ama cezaevi hastanesinde refakatçisiz tutulabiliyorlar. Üstüne hukukçular ruhsal olarak karar verme yeterliliği olan insanlara açlık grevini sonlandırın çağrısı yapıp “devlet size iyi bakar” diyor. Ayrıntı çok ama bu kadarı dahi tüm sürecin nasıl hak ihlalleri ile yüklü olduğunu sanırım açıkça gösterebilir. Pek çok bilimsel kaynaklı işkence tanılı, toplam 32 sayfalık muayene, tıbbi belgeleme ve bilimsel görüşe tek bir atıf yoktur.
25 Mayıs 2017 tarihinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın "DHKP-C terör örgütü üyesi" olduklarını, eylemlerinin de bu örgüt tarafından desteklendiğini ve bu kişilerin DHKP-C ile doğrudan organik bir bağının söz konusu olduğunu iddia etmesinin ardından ise avukat Selçuk Kozağaçlı Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın temiz olan adli sicil kaydını paylaşarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya cevap verdi. Bunun üstüne İçişleri Bakanlığı Araştırma ve Etütler Merkezi 54 sayfalık, "Bir Terör Örgütünün Bitmeyen Senaryosu Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Gerçeği" isimli bir kitapçık yayınladı. Kitapçıkta Nuriye Gülmen'e karşı 12 dava açıldığı, bu davaların tamamının terör örgütüyle ilişkili olduğu ve davalardan birinin mahkumiyet ile sonuçlandığı ve yargıtayda beklediği ileri sürüldü. Cumhuriyet gazetesi, kitapçıkta kesin hüküm verilmemiş ve hala yargıtayda bekleyen bir dava başta olmak üzere, hakkında açılmış ve karara bağlanmamış diğer davaların kanıt olarak sunulduğunu iddia etti.