Okullar açılıyor, sıkıntılar çözüm bekliyor
Eğitim Bir-sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, Eğitim Çalişanlarinin Meselelerine Dikkat Çekti.
Abone olTürkiye’de 18 milyon öğrencinin sınıfları dolduracağı 2019-2020
eğitim öğretim yılını değerlendiren Eğitim Bir-Sen Bursa 1 No’lu
Şube Başkanı Ramazan Acar, eğitim çalışanlarının meselelerine
dikkat çekti.
Şube Başkanı Ramazan Acar, yeni eğitim öğretim yılının tüm
eğitimcilere, öğrencilere ve velilere hayırlı uğurlu olmasını
dileyerek, "2019-2020 eğitim ve öğretim yılına Bursa’da bin 864
okul, 577 bin 650 öğrenci ve 38 bin 600 öğretmenimizle ile
başlıyoruz. Bunun haricinde açık öğretim sisteminde de yaklaşık 48
bin 50 öğrencimiz bulunuyor. Bursa’da okul öncesinde 55 bin 140,
ilkokul birinci sınıfta ise 53 bin 350 öğrencimiz okullarıyla ilk
defa buluşacak" dedi.
Acar, başta öğretmenlerin olmak üzere eğitim sisteminin
meseleleri üzerinde durdu. Başkan Acar, Millî Eğitim Bakanlığı’nın
çözüme kavuşturmasını talep ettikleri sorunları ve çözüm yolları
için izlenebilecek yollara vurgu yaptı.
Toplu sözleşme masasının eğitim hizmet kolunda tek yetkili
sendikası olarak birçok talepte bulunduklarını belirten 1 No’lu
Şube Başkanı Ramazan Acar, “Öğretmenlerden, akademisyenlerden,
eğitim kurumu yöneticilerinden, üniversite idarî personelinden,
Millî Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra idari personelinden gelen,
her biri eğitimin ayrı ve birden fazla sorununa çözüm olacak
taleplerimizi masaya taşıdık. Bu taleplerimize kamu işvereni
duyarsız kalmış, eğitim çalışanlarının sıkıntısını çözme iradesini
ortaya koyamamış, toplu pazarlık masası aracılığıyla sorunları
çözme, eğitimin niteliğine katkı sunma imkânını hebâ etmiştir”
şeklinde konuştu.
3 bin 600 ek gösterge vaadi
Bugüne dek verilen vaatleri ve bu vaatlerin tutulması
gerektiğini bir kez daha hatırlatan Ramazan Acar, 3 bin 600 ek
gösterge vaadi üzerinde durdu. Acar, “2019-2020 eğitim öğretim yılı
içerisinde bu sorunların çözülmesinin eğitimin geleceği,
verimliliği ve niteliği açısından çok önemli olduğunun altını
çiziyoruz. 3 bin 600 ek gösterge vaadi, bütün eğitim çalışanlarını
kapsayacak şekilde yerine getirilmelidir. Öğretmenlere 3600 ek
gösterge verilmesi konusunda siyasî irade tarafından verilen söz
hâlen ortada durmaktadır. Yine gerek Cumhurbaşkanlığı ikinci 100
günlük eylem planında gerekse Millî Eğitim Bakanlığı 2023 eğitim
vizyonu belgesinde öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi somut
hedefler olarak ortaya konulmuştur. 11. kalkınma planında ve 2023
eğitim vizyonu belgesi’nde öğretmenliğin bir kariyer mesleği olarak
tanımlandığı/planlandığı dikkate alındığında, bir kariyer mesleği
tanımlamasının gereği olarak da ek gösterge artışı gereklidir.
Verilen sözlerin gereği artık yerine getirilmeli, eğitim
çalışanları arasında meslek, görev, unvan ve yetki paralelinde
bütün eğitim çalışanlarını kapsayacak, âdil ve hakkaniyete uygun
bir ek gösterge artışı konusunda somut adımlar atılmalıdır” diye
konuştu.
Sözleşmeli öğretmen istihdamının eğitimin kalitesini düşürdüğünü
ve öğretmenlerin emeklerinin karşılığını alamadığı bir sistem
olduğu eleştirisini yapan Başkan Acar, sözleşmeli öğretmen
atamaları ile ilgili olarak şu açıkmalarda bulundu:
“Öğretmen istihdamında farklı modellerden vazgeçilmeli, atamalar
kadrolu yapılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik, uygulama gayesine ve
gereceklerine hizmet etmediği gibi, başlı başına bir mağduriyet
kaynağına dönüştüğü artık alenen ortaya çıkmış durumdadır. Kadroya
geçiş ve yer değişikliği talebinde bulunabilme süresini 3+1 yıla
indiren yasal düzenleme, eskisine nazaran sözleşmeli öğretmenlerin
lehine olsa da soruna çözüm getirmediği aşikârdır. Bu meselenin
nihaî çözümü, eğitim öğretim hizmetlerinin kadrolu öğretmenler
eliyle gerçekleştirilmesi gerekliliğinin kabulüyle bütün sözleşmeli
öğretmenlerin kadroya geçirilmesidir. Bu köklü çözümün hayata
geçirilmesine kadar geçecek zaman zarfında ise sözleşmeli
öğretmenlere herhangi bir süre sınırlaması konulmaksızın, özellikle
yer değişikliği süreçlerinde kadrolu öğretmenlerin sahip olduğu
hakların tanınması gereklidir. Öğretmenin emeğini ucuzlatarak
personel masraflarından kısıntı yapmaya çalışan ve mesleğin
standartlarını düşüren ücretli öğretmenlik uygulaması, eğitimin
kalitesine ve öğretmenliğin statüsüne ciddi bir darbe vurmaktadır.
Emek sömürüsünün devlet eliyle tescillenmiş hâlini teşkil eden,
ucuz işçilikten farksız ücretli öğretmenlik ayıbına bir an evvel
son verilmelidir.”
Öğretmenlerinin motivasyonunu olumlu yönde etkileyen yapıcı
gelişmeler sayesinde hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin
verimliliğinin arttırılabileceğine işaret eden Başkan Acar,
öğretmenlerin muzdarip olduğu bir diğer konu olarak da ek ders
ücretlerindeki dengesizliği hatırlattı.
Öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak, bütünsel
bir kanunî düzenlemeye dayalı bir Öğretmenlik Meslek Kanunu’na
ihtiyaç olduğun savunan ramazan Acar, eğitimcilerin özellikle
ödenek konusunda çaresiz bırakıldığını ve bu sebepten öğretmenlerin
ve okul yönetiminin velilerle karşı karşıya gelmek durumunda
kaldığını anlattı.
“Türkiye’deki eğitim sisteminin bir diğer sorunu ile ilgili
olarak kılık ve kıyafet özgürlüğü darbe kalıntısı yönetmeliğin
boyunduruğundan kurtarılmalıdır” diyen Acar, “Darbe ürünü,
demokrasiye ve insan haklarına aykırı kılık ve kıyafet
yönetmeliğinin değiştirilmesi için ilk adımı atmak Millî Eğitim
Bakanlığı’na düşmektedir. Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile
bağlı tüm kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar, mesai saatleri
içinde ve resmî görevlerinin ifasında, mevcut yönetmelik
hükümlerine bağlı kalmaksızın, toplumca genel kabul görmüş esaslara
göre kılık ve kıyafetlerini serbestçe seçebilmelidir. Bu konuda
başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi, talebimiz karşılanıncaya
kadar devam edecektir” dedi.