Ömer Çelik duyurdu: Yeni bir kısıtlama olacak mı?
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK Toplantısı sonrası açıklama yaptı. Çelik, yeni bir kısıtlama olacak mı sorusuna da cevap verdi.
Abone olAK Pqrti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada ''En büyük düşmanımız rehavettir. Normalleşmenin daha da devam etmesi için maske mesafe temizlik üçgenine ne kadar dikkat ederse elimiz o kadar güçlü olur. Bir takım rakamların artışı üzüntü verici bir durumdur.'' dedi. "Yeni bir kısıtlama olacak mı?" sorusuna yanıt veren Sözcü Çelik, 'Şu anda açıklanan yeni bir önlem yok' açıklamasını yaptı.
İşte Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Dün gece itibarıyla Pençe Kartal operasyonu başlamıştır. Son derce başarılı bir şekilde teröristlerin sözde yerleri barınakları imha edilmiştir. Bu saldırı alanları yok edilmiştir.
PKK başta olmak üzere bütün terörist unsurlar hedeftir. Güvenlik güçlerimize bir kez daha teşekkürlerimizi tebriklerimizi iletiyoruz.
KORONAVİRÜSLE MÜCADELE
En büyük düşmanımız rehavettir. Normalleşmenin daha da devam etmesi için maske mesafe temizlik üçgenine ne kadar dikkat ederse elimiz o kadar güçlü olur. Bir takım rakamların artışı üzüntü verici bir durumdur. Rehavet en büyük düşmanımızdır.
Hedefin sıfır vaka olması gerekiyor. Pandemi sonrası dolaylı dolaysız birtakım sonuçlar ortaya çıkacaktır. İlk ortaya çıkan sonuç ABD'de ırkçılığa karşı gösterilerdir. Irkçılığa karşı olduğumuz kadar yağmacılığa da karşıyız.
Dünyanın her tarafında ırkçı kimlikli kişilerin heykelleri yıkılırken, bir tek Fransa'dan 'biz bu değerleri koruyacağız' diye maalesef açıklamalar geldi. Irkçılığın, İslamafoyanın, antisemitizmin insan hayatını tehdit eden virüs, bakteri ve genetik saldırılarla aynı şekilde ele alınması gerekir. Türkiye içinde İslamofobik dilin en çarpıcı örneği olarak CHP'li milletvekilinin 'Sultanahmet'i müze yapalım' dediğini gördük. Karşı tarafın bir hatası olsun da bunun üzerinden siyaset yapalım diye düşünmüyoruz. Acaba düzeltirler mi, partilerinden açıklama gelir mi, bu konuda sabıkalı bir siyasi parti. Tam diyorsunuz ki biraz demokratik dil kullanmaya başladılar, bir bakıyorsunuz içlerindeki Bekçi Murtaza birdenbire ortaya çıkıyor.
SULTANAHMET'İ MÜZE YAPMA ÖNERİSİNE TEPKİ
Türkiye’de İslamafobinin en çarpıcı örneği geçenlerde CHP’li milletvekilinin Sultanahmet’i müze yapma önerisiydi. Sultanahmet’i müze yapma yaklaşımı bugüne kadar gördüğüm en İslamafobik yaklaşımdır.
Libya meselesi sürekli gündemimizdedir. Libya'daki tek meşru aktör olan Sarrac yönetimi giderek daha çok mevzi kazanmaktadır. 9 yıldır devam eden sorunun meşruiyet ve hakkaniyet temelinde çözümünü destekliyoruz.
Birilerinin iddia ettiği gibi ne kimsenin petrolünde gözümüz var ne de zenginliğinde. Başkalarının petrolünü ve zenginliğini sömürenler, geçmişiyle hala hesaplaşmamış olanlar Türkiye'yi bu şekilde etiketlemeye çalışıyorlar.
Bir CHP Grup Başkanvekili çıktı Hafter'i seküler, Sarrac'ı cihadist olarak gördü. Nereden çıkarıyorlar Sarrac'ın cihadist olduğunu. Biraz araştırsalar. Bu şekildeki yorumlar en çok Fransa'da çıkar. Geçmişteki sömürgeci anlayışıyla Libya'ya bakıyor. Bakıyorsunuz orada çıkan yorumları burada argüman üretiyorlar.
Masum, sivil Libyalıların tamamı kardeşimizdir. Türkiye Libya dayanışmasının gücü görülmüştür. Libya halkının tamamını temsil eden BM tarafından meşru hükümet görülen yapıya verdiğimiz desteği devam ettireceğiz. Bu aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımız için elzemdir.
Fransa'nın Hafter'e verdiği desteğin nasıl bir insanlık trajedisine dönüştüğünü görüyoruz. Sömürgeci geçmiş maalesef genetiğe işliyor. Libya halkına seslenmiyorlar. Libya halkı adına Fransa'yı dinleyin diyorlar. Sömürgeci kafanın o bölgelere geçmişte yaşattığı acıların yeniden yaşanmaması gerekir. Libya'ya verdiğimiz desteğe devam edeceğiz.
"BURADAN UYARIYORUZ"
Güney Kıbrıs'ın attığı bir adım var. Buradan uyarıyoruz, bu adımları atıp çözümden bahsetmeyin. Çipras, Miçotakis'e seslendi. Ona çok güzel tavsiyede bulundu. 'Türkiye'de sorunları çözmek istiyorsan Erdoğan'la konuş' dedi. Çipras Türkiye'ye olumlu ve pozitif diyalog kurunca pozitif sonuçları, kazanımları gördü.
Güney Kıbrıs 2014 yılında İngilizlerle anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre İngilizlerin üslerinin bulunduğu yerdeki taşınmaz varlıkların onlara verilmesiydi. Bu anlaşmayı yaparken Türkiye'ye, KKTC'ye danışılmadı. Orada Türklerin de taşınmazları var. Bunun adı gasptır. Bunun hiçbir şekilde hukuken, ahlaken meşruiyeti yoktur.