Önce kendi sonra kocası başladı, sanatın ustası oldular
Elazığ’da 2 Çocuk Annesi Özlem Takuçin (48), 5 Yıl Önce Stres Ve Sıkıntıdan Kurtulmak İçin Gittiği Kursta Öğrendiği "çit Baskı" Sanatının Ustası Oldu. Takuçin’in Kocası Da Ona Yardım Ederken İşi Severek, Onunla Birlikte Aynı Sanatı Yapmaya Ve Başkalarına Öğretmeye Başladı.
Abone olElazığ’da 2 çocuk annesi Özlem Takuçin (48), 5 yıl önce stres ve
sıkıntıdan kurtulmak için gittiği kursta öğrendiği "Çit Baskı"
sanatının ustası oldu. Takuçin’in kocası da ona yardım ederken işi
severek, onunla birlikte aynı sanatı yapmaya ve başkalarına
öğretmeye başladı.
Evli ve 2 çocuk annesi olan Özlem Takuçin, 5 yıl önce stresten
kurtulmak için Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kurslara
gitti. Burada Çin’den dünyaya yayılan ve Harput yöresinde de 150
yıllık bir geçmişe sahip olan Çit Baskı Sanatı’nı görerek merak
saldı. Takuçin, bu sanatın eğitimlerini alarak kısa sürede öğrenip
usta öğretici pozisyonuna kadar yükseldi.
Unutulmaya yüz tutan Çit Baskı Sanatı, armut ağacının kesilip
bir yıl dinlendirildikten sonra özellikle Harput kültürüne ait
motifler parşömen kağıdı yardımıyla kütüklere geçirilerek kök
boyaya aktarıldıktan sonra pamuklu bezlere geçiriliyor. Şuanda bu
sanatın ustası olarak Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde eşi ile
birlikte kursiyerlerin derslerine giren Takuçin, hem eğitim veriyor
hem de hobisini devam ettirerek yeni eserler ortaya
çıkarıyor.
Sıkıntıdan kurtulmak için gittiği bir kurs sonucunda Çit Baskı
Sanatı’nı öğrendiğini anımsatan Usta Öğretici Özlem Takuçin, “ Bu
işe 5 yıl önce bir kursa giderek merak saldım. Ağaçla uğraşınca
insan stresini atıyormuş. Ben biraz daha deyince bu iş farklı
boyutlara gitti. Ben, bu işle resmen iç içe oldum. Dediğim gibi 5
sene öncesine kadar ev hanımıydım. Şuan ağaçları oyarak, kalıpları
yaparak ve çok eski bir sanat olduğu için tarihi de yaşayarak çok
güzel eserler ortaya çıkarıyoruz. En azından unutulmaya yüz tutmuş
bir sanatı gün yüzüne çıkarıyoruz” dedi.
“Harput yöresine ait 150 kalıp var”
Bu sanatı eşi ile birlikte yapan Takuçin, “Eşim kalıpları oymama
yardımcı oluyor. Biz, köyleri kasabaları gezerek eski örtüleri
topluyoruz. O örtülerdeki Harput kalıplarını çıkarıyoruz. Güncel
kalıp yok. Harput yöresine ait yaklaşık 150 kalıp var. Bunların
hepsini bir araya toplayıp, Harput’un arşivini yapmayı düşünüyoruz.
Yöremizde armut ağacı daha kolay bulunduğunu için ve eskiden de bu
ağacı kullandıkları için kalıplarımızı armut ağacına çiziyoruz.
Tokat yöresinde bu işi ıhlamur ve çam ağacından da yapmaktalar.
Bizim burada armut ağacı kullanılıyormuş. Ağacı kesip hemen işlemi
yapmıyoruz. Kuruduktan sonra en az bir yıl bekletiyoruz. Kuruması
tamamen gerçekleştikten sonra 7 santimetre kalınlığında kesip,
zımparalıyoruz. Daha sonra ağacın üzerine deseni çizip oyma
bıçakları yardımıyla kalıbı ortaya çıkarıyoruz. Kullandığımız
tekneye kök boyayı sürüyoruz. İçini doldurmayacak şekilde basma
tekniği ile kalıbı tekneye basıp beze aktarıyoruz. Bezlerin de
pamuklu olması şart. Çünkü diğer bezlerde birkaç yıkamadan sonra
boyası çıkar”diye bilgi verdi.
“Sabır isteyen bir sanat”
Bu sanatın yaygınlaşması isteyen Takuçin, "Sabır isteyen bir
sanat. Bu işin daha çok duyulmasını istiyorum. ‘Elazığ’ın Çit
Baskısı varmış’ diye herkesin bilmesini istiyorum. Bu iş için
girişimcilik belgesini de aldım. Ancak henüz bir sonuca
bağlayamadım. Şuan sadece kurslarımızla bu işi yapmaya çalışıyoruz.
Ancak biz istiyoruz ki bu sanatı herkes bilsin. Bu sanatı
geliştirme ve duyurma adına bize destek olmaları için
büyüklerimizden yardım istiyoruz. Çit Baskı sanatının eşimle
birlikte Halk Eğitim bünyesinde açılan kurslarda yaygınlaştırmaya
çalışıyoruz. Sergilere katılıyoruz. En azından yaptığımız ürünleri
tanıtma imkanımız oluyor. Bu sanat, eskiden sofra bezi ve seccadede
kullanılıyordu. Biz şuan günlük alanda kullanılsın diye çanta, şal,
perde, masa örtüsü, havlu ve kullanabileceğimiz pamuklu olan her
şeyin üzerinde denedik ki unutulmasın, yaşasın. Bildiğimiz
kadarıyla yöremizde bu işle uğraşan yok. Tanıtmaya çalışıyoruz.
Unutulmasın yaşadın diyoruz” şeklinde konuştu.
Eşine yardım ederken, sevdi devam etti
İlk başlarda eşine yardım etmek için başladığını aktaran Serdar
Takuçin ise “ Hani bir kadının gücünün yetmediği işler de
olabiliyor. Ağaç oymacılığı da bunlardan bir tanesidir. Zamanla ona
yardım ederken biz de işi sevdik, geliştirdik. Artık günümüzün ve
evimizin bir parçası oldu. İşimizi çok seviyoruz. Zaten sevmeden
kesinlikle yapılabilecek bir iş değil. Her işin kendince bir
zorluğu vardır. Bu işin en önemli tarafı dikkat. Çünkü kesici
aletlerle çalışıyoruz. Acele etmiyoruz, herkesin görüşü ile
sabittir ki, bir işi ne kadar acele yaparsan bitirmeye yakın o
kadar çok özrü olur. Elazığ’da Çit Baskı Sanatı, bildiğimiz
kadarıyla 150 yıl ve üzerinde bir tarihe sahip. Daha önceleri
ermeni ustalar tarafından Harput Deresi yöresinde su çok olduğundan
dolayı yapmaktaydılar. Şuan da onlar yapmıyorlar. Bizler de
kendimizce bu sanatla uğraşıyoruz”diye konuştu.