Ortodoks kilisesinde 'tasavvuf' rüzgarı
Ortodoks kilisesinde 'tasavvuf' rüzgarı
Abone olÇanakkale'de 17. yüzyılda inşa edilen, uzun yıllar ayinlerin yapıldığı Surp Kevork Ermeni Kilisesi'nde şimdilerde tasavvuf öğretisi hayat buluyor.
Çanakkale'de 17. yüzyılda inşa edilen, uzun yıllar ayinlerin yapıldığı Surp Kevork Ermeni Kilisesi'nde şimdilerde tasavvuf öğretisi hayat buluyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Surp Kevork Ermeni Kilisesi, Çanakkale'ye 83 Ermeni ailesinin gelmesinin ardından 1669'da Fevzipaşa Mahallesi'nde inşa edildi. Kilise, yıllar geçtikten sonra cemaati kalmayınca dönem dönem silah deposu, etnografya müzesi, kültür merkezi ve güzel sanatlar bölümü dersliği olarak kullanıldı. Eski yapı, son olarak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tasavvuf Topluluğuna, Kültür ve Sanatevi olarak kullanılması için tahsis edildi. Uzun yıllar Ermeni cemaatinin ayinlerini gerçekleştirdiği tarihi binada, şimdilerde tasavvuf öğretileri aktarılıyor, sema eğitimi veriliyor. ÇOMÜ Tasavvuf Topluluğu Akademik Danışmanı öğretim görevlisi Halit Kuşku, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ortodoks kilisesinin çeşitli dönemde 3 kez tadilat ve onarımdan geçirildiğini söyledi. Kilisenin, işgal yıllarından sonra İngilizler tarafından silah deposu ve cephanelik olarak kullanıldığını anlatan Kuşku, "Kilise 1950'lere gelindiğinde etnografya müzesi olarak hizmet vermeye başlamış. Sonra atıl durumdayken ÇOMÜ Tasavvuf Topluluğu olarak kültürel ve sosyal manada dersler vermeye başladık." dedi.
Hazreti Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli öğretileri
Eski kilisede 3 yıldır kültürel, sosyal ve medeniyete ilişkin dersler verme anlamında başarı sağladıklarını dile getiren Kuşku, "Anadolu ve bu coğrafyanın sevgi, hoşgörü, barış ve kardeşlik kültürünü yoğurduğu bu topraklarda, Hazreti Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli öğretisi üçgeninde insanlara ve gençlere, sevgi ve barış öğretisini aşılamaya çalıştık. Bunda da bölgesel, çevresel ve geleneksel anlamda başarılı olduk." diye konuştu. Tasavvuf topluluğunun kullandığı binanın kilise olduğunun unutulmaması gerektiğine işaret eden Kuşku, insanların gönüllerindeki barış, sevgi ve kardeşliği yeşertmesi, Hazreti Mevlana öğretisinin bu noktada veriminin alınması nedeniyle yapıya "Mevlevihane" denmeye başlandığını bildirdi.
"Çocuklar sigara almaya bile gitmiyor"
Kilisenin, Çanakkale'nin en problemli mahallelerinden birinde bulunduğunu anlatan Kuşku, tarihi yapıda gerçekleştirdikleri manevi dönüşümün, civardaki halka da olumlu yansıdığını söyledi. Kuşku, şu ifadeleri kullandı: "TÜİK verilerine göre, 2012'de Çanakkale, suça itilen çocuk oranında ilk sıralarda yer alıyordu. Şimdi o çocuklar, babaları sigara almaya gönderdiğinde diyor ki 'Ben bunu almam.' Babası koşarak bize geliyor, 'Hocam almıyor sigara' diyor. Bir karşılık beklemedik, bir şey istemedik ama gönüller ısındı. Dediler ki 'Evet bu muymuş hayat, din, öğreti?' Sema zikri şeriflerine, Mesnevi okumalarına 1-2 kişi geliyordu, şimdi aktif olarak 200 kişilik ekip var."