Polisler eyleme çıkıyor... Emniyet Sen Genel Başkanı Faruk Sezer konuştu
Polisler bu akşam sosyal medya üzerinden eylem yapacak. Eylem öncesi Emniyet Sen Genel Başkanı Faruk Sezer çarpıcı iddialarda bulundu. Sezer, “Bu yıl 103 arkadaşımız intihar etti. 2 bin polisin de Covid’den öldüğünü iddia ediyoruz. Testi pozitif çıktığı halde çalışmak zorunda bırakılan arkadaşlarımız var. Emniyette hiçbir ölüm doğal değil.” dedi.
Abone olBinlerce polis bu akşam sosyal medya üzerinden de olsa eyleme hazırlanıyor. Son yıllarda giderek artan intihar olaylarıyla su yüzüne çıkan sorunlarını iktidara duyurabilmek için Twitter'de gündem yaratmaya çalışacaklar. Son eylemlerine 70 bin paylaşım olmuştu.
Eylemin liderliğini Faruk Sezer yapıyor. Sezer, Türkiye'de polislerin kurduğu Emniyet Sendikası’nın Genel Başkanı…
Faruk Sezer, 10 defa mesleğinden atılmış, 10 defa hukuk savaşıyla geri dönmüş. Polis sadece Türkiye'de değil, dünyada da sevilmeyen bir meslek diyecek kadar durumun farkında, derdini anlatmak için sokağa çıkmış insanlara polisin aşırı orantısız güç kullandığını kabul edecek kadar da gerçekçi.
Faruk Sezer, akşam saatlerinde yapacakları eylem öncesi konuştu.
Sözcü'de yer alan habere göre; çok ağır çalışma koşullarından, pandemide hayatını kaybeden yüzlerce polise, teknik takip odalarında peş peşe kanser olan meslektaşlarına, polis teşkilatında yaşananları çarpıcı bir dille anlattı:
EMNİYET-SEN DAVASI ANAYASA MAHKEMESİ'NDE
Biz 2014 yılında Emniyet Sen'i kurduk. 2013 cenderesinin içinde, özellikle Polis Sandığı'nın karşısında bir düğün salonu tuttuk, genel kurul yaptık. Çankaya 1 numaralı Seçim Kurulu yürüttü. İki gün dolu dolu genel kurul yaptık. Seçim Kurulu'ndan mazbatamı aldım. Emniyet Sen'in seçilmiş yasal başkanıyım.
Tabi engellendik. Mahkemeye gittik. Sendika davamızı kazandık. Ama ne yazık ki emsal kararlar olmasına rağmen 15 Temmuz'dan 15-20 gün önce Yargıtay bu kararı bozdu.O Yargıtay üyelerinin tamamı FETÖ'den ihraç edildi ama giderayak bizi tokadı vurmuş oldular. Konuyu 2018'de Anayasa Mahkemesi'ne taşıdık. Yakında 4 yıl bitmiş olacak. Bu süreçte bütün şubeleri kapatmak zorunda kaldık.
“EMNİYETTE SİSTEMSİZLİK SİSTEM OLMUŞ, HER ŞEY İKİ DUDAK ARASINDA”
Emniyet teşkilatının iki dudak arasında çalıştırılma sorunu var. Hiçbir kanunu kuralı sistemi yok. Sistemsizlik sistem olmuş. Huzuru olmayan bir teşkilattan millete huzur vermesini bekliyorsunuz.
Sadece biz değil, ombudsman kurumumuz bile Kamu Denetçiliği Kurumu bile düzensiz, plansız ve çok çalıştırma sonucunda, polis teşkilatı mensuplarının ruh halinin bozulduğunu tespit etti. Bu çok çalışmanın, kalp krizlerine erken ölümlere ve hatta bunalıma girip intihara yol açtığını raporlarına yansıttı.
“ZOR ŞARTLARDA ÇALIŞITIRILAN POLİS VATANDAŞA DAHA GADDAR DAVRANIYOR”
O raporda bir cümle çok dikkat çekici; ‘Bu şartlar altında çalıştırılan polislerin zor kullanmada da acımasız ve gaddar olduğu anlaşılmıştır' diyor yani o haberlerde polis şöyle yaptı böyle yaptı okuyoruz ya.. .Bunun sebebinin bile bu olduğu çok net ortaya konuluyor.
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun yasasında, ilgili kurumun rapora cevabının bir yıl içinde verilmesi zorunludur. TBMM'de okunması şarttır. Ama bu raporu kimse kaale almadı, kimse bunu araştırmadı. Çünkü konu polisti.
“SİZ YAPMAZSANIZ YAPMAK İSTEYEN BİNLERCE KİŞİ VAR”
Yıl olmuş artık 2021. Emniyet teşkilatında olağanüstü hal, olağan hale getirilmiş. OHAL'de dahi bir yıl içinde 60 günden fazla 12-12 çalıştıramazsınız. Ve üst üste 10 günü geçmemek zorunda.
Biz normal bir yılda ortalama 150-200 gün 12-12 çalışıyoruz. Hatta, devlet memurlarının çalışma saati haftalık 40 saatken bizde normal 60. Bu normalin üzerine bir de maç, konser, miting, devlet büyüğü, misafir basın açıklaması, çelenk koyma, milli bayram, dini bayram falan filan eklendiğinde polisin çalışma aylık 300 saati geçiyor.
Yani herhangi bir devlet memurundan iki kat fazla ancak bunun karşılığı para almayan, hiçbir iyileştirmesi olmayan bir teşkilat.
Tavır da şu: Siz yapmazsanız bu işi yapacak binlerce kişi var… Maaşıyla korkutmak, ekmeğiyle tehdit etmek.
Ne yaparsan yap aşağılanmaya, ne yaparsan yap ekmeğinle tehdit edilmeye , sonunda haksız olmaya mahkum bir teşkilat.
Bu sistemsizlik huzursuzluğa daha ilerisi cinnet getirme ve intiharlara, müdahale ettiği olaylarda aşırı ve orantısız güç kullanmayla sonuçlanıyor.
ALMAN POLİSİNE ÜNİFORMA GİYMEK İÇİN MESAİDEN 1.5 SAAT
Almanya'da bir polis dava açtı. “Ben polisim, devletin üniformasını giyiyorum. Kendime çekidüzen vermem zaman gerektirir. Özbakımıma ayırmam gereken zaman mesaiden sayılmalıdır” dedi. Uçuk bir talepti. Türkiye'de deseniz sizi Bakırköy'e kapatırlar. Mahkeme, 45 dakika mesai öncesi, 45 dakika mesai sonrası hazırlık süresini mesaiden saydı.
HANS'LA HASAN'IN FARKI
Türkiye'de polis teşkilatında sistemsizlik sistem olmuş. Hans, Almanya'da polis meslektaşı arkadaşına, “Gelecek yıl Noel'de Türkiye'ye gidelim mi” diye soruyor, adam nöbet listesine bakıyor, tam bir yıl sonra o tarihte çalışıp çalışmayacağını söylüyor. Türkiye'de Hasan soruyor, “Ahmet size çay içmeye gelelim mi?” diye soruyor. Hasan, “Hayırlısı” diyor…
“EMNİYETTEKİ ÖLÜMLERİN HİÇBİRİ DOĞAL ÖLÜM DEĞİL”
Zaten bunu kabul edelim; sadece Türkiye'de değil, dünyada sevilmeyen bir meslektir polislik… Çünkü insanların özgürlük alanlarına girdiği iddia edilir. Daha fazla özgürlük için her zaman insanlar polisle çatışır. Bu yüzden her birey ve kurum tarafından potansiyel rakip olarak görülür. Memurun teşikilat içinde de bunu yaşaması bir press etkisi yaratıyor. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
İçerde baskı, dışarda baskı. Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamayan bir teşkilat.
Sonuçta çıkışı kaçışta arıyorlar. Kimi istifa kimi intihar olarak… Kimisi de hayatıyla ödeyerek…
Emniyet teşkilatında ölümlerin hiçbirisi doğal ölüm değil. Kalp krizinden öldü… Hayır kalp krizinden ölmedi yorgunluktan, uykusuzluktan, yılgınlıktan, boşvermişlikten, stresten artık vazgeçti… Yaşama sevincini kaybetti.
“KANSERE KARŞI TEKNİK ODALARA KAKTÜS KONULDU”
Kanserden öldü denenler var… Hayır. Neden son zamanda teşkilatta kanser vakaları arttı. Her emniyetin teknik büroları vardır. Buralarda elektronik ortamda teknik takipler yapılır. Buradaki radyasyon oranı çok yüksek değil… Çok çok çok yüksek… Yetkili kurumun raporunda bu açıkça ortaya konuldu.
Bu tespitin ardından çözüm olarak ne yapıldı biliyor musunuz… Çözüm olarak teknik odalara kaktüs konuldu. Kaktüs radyasyonu emiyormuş. Hadi canım…
Son 1 yılda en az 11 arkadaşımız bu odalar nedeniyle hayatını kaybetti. Antalya'da Asayiş Teknik Oda'da görevli iki arkadaşımız bir ay arayla peş peşe hayatını kaybetti.
“COVID'DEN 2 BİN POLİS ÖLDÜ”
Covid'den ölen polis sayısı resmi olarak 122 ama ben iki bine yaklaştığını iddia ediyorum. Bunu nasıl tespit ettim söyleyeyim. Kendi özel gruplarımız, görev gruplarımız ya da takip ettiğimiz sosyal medya gruplarımız var. benim sendikadan dolayı her ilde onlarca arkadaşım var.
Mesela resmi kayıtlara ölüm nedeni kalp krizi olarak geçiyor. Ama onun sağlık geçmişine baktığınızda ölümün coronadan kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Sağlık Bakanlığımız öyle hesaplamıyor ama bütün dünya öyle kabul ediyor.
NEDEN İÇİŞLERİ BAKANI BİR POLİS İÇİN “ÜZGÜNÜM” DEMİYOR
450 sağlıkçımız hayatını kaybetti Sağlık Bakanı ‘Bunu meslek hastalığı sayacağız’ diye ortalığı yıktı… Ben de diyorum ki, filyasyon ekibi falan diye bir şey yok… Polis gidiyor. İlk günler astronot gibi kıyafetlerle ekipler vardı. Onların hepsi Haziran 2020'de bitti. Filyasyon ve kontrolü yapanların tamamı polis. Polis'in görevi mi bu.
Hatırlarsınız, geçtiğmiz yıl hacdan gelmiş amcalarımız, polisin ağzına tükürüyordu. “Eğer ben corona'ysam sende ol öl” diyordu. Buna maruz kalan polisti. Bu kameraya yansıyan kısmıydı.
Polis karantinada olması gereken kişiyi takip ediyor. Kontrol etmesi gereken filyasyon ekibi gitmiyor, polis gidiyor. Bakıyor adam dışarda… Yaka paça adamı alıyor. Bütün tükürüğü, nefesi içine çekmek zorunda kalan polis.
Sağlık Bakanı, “Benim bir doktorum vardı. Ne kadar önemli bir insandı” diyerek gözyaşı döke döke anlatırken, neden iki bin polis ölmüşken bir İçişleri Bakanı çıkıp da “Derdi sadece bu milletin huzurunu sağlamak olan bir polisimi kaybettim” diye açıklama yapmıyor. Neden.
“TESTİ POZİTİF ÇIKIYOR ZORLA ÇALIŞTIRIYORLAR”
Bununla birlikte testi pozitif çıkan ama ayakta atlatan polis arkadaşlarımızın çalışmak zorunda bırakıldıklarını da biliyoruz.
Polis, 90'lı yıllarda “Analar Skorsky doğurmaz” diyen o meşhur general gibi, bu teşkilatın mensupları mazlum Anadolu çocukları… Bu teşkilatın mensuplarını ne de olsa Anadolu'da bu kadar bağrı yanık var diyerek bu kadar kolay öldürmeyin. İşte bizim derdimiz bu…
“KOCAMIN ÖLÜMÜNDE SİZİN DE VEBALİNİZ VAR”
Ben bir ara sustum. 2019 Ocak ayında, “Benden artık bu kadar” dedim. Ta ki bu Nisan ayında bir kadın bana mesaj attı: “Benim kocam geçtiğimiz hafta intihar etti. 5-6 ay önce size mesaj atmış. Şimdi gördüm. Öldükten sonra telefonu incelerken… Emniyet teşkilatında amirlerinden baskı gördüğünü, zulüm gördüğünü falan yazmış… Siz ona dönüş dahi yapmamışsınız, ya öyle mi geçmiş olsun dahi dememişsiniz. Kocamın ölümünde sizin de vebaliniz var”
İşte ben bu mesajdan sonra dedim ki, “Sen bu işi bırakamazsın. Bu vebali artırmayalım.”
Bu yıl tespit ettiğmiz her rütbeden 103 arkadaşımız intihar ederek hayatını kaybetti.
Temel tespitimiz çok çalışma ve buna bağlı olarak mobbing, yorgunluk, sosyal hayat eksikliği, aile içi huzursuzluk…
Çok sayıda polis çabucak para kazanıp istifa etmek paşinde. Çok sayıda polis kripto işine borsa işine giriyor. Ve para kaybediyorlar. Kredi çekiyor vs.. Para kaybettiği zaman da iş bu noktaya geliyor. Son damla eşiyle kavga olabilir. Ama o noktaya taşıyan meslek hayatı boyunca biriken sorunları…
SAYILARLA POLİS
350 bin
Türkiye'deki toplam polis sayısı
7 bin TL
Bekar yeni bir polisin aldığı maaş.
8 bin TL
55 yaşında üniversite mezunu 1'in 4 derecesinde bir polisin aldığı maaş.
112
Resmi rakamlarla Covid'den vefat eden polis sayısı
2 bin
İddia edilen Covid'den vefat eden polis sayısı
1900
Halen Covid tedavisi olan polis sayısı
88 bin
Covid tedavisi görüp iyileşmiş polis sayısı
103
Bu yıl intihar eden polis sayısı