Prof. Dr. Mehmet Ceyhan pandeminin birinci yılını değerlendirdi
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de ilk resmî Koronavirüs vakasının açıklandığı 11 Mart'ta pandeminin birinci yılını değerlendirdi. Ceyhan, "Başta birçok bilim insanımız olmak üzere, ne yazık ki ders almadıklarımız aldıklarımızdan fazla görünüyor" düşüncesini dile getirdi.
Abone olHacettepe Üniversitesi öğretim üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de ilk resmî Koronavirüs vakasının açıklandığı 11 Mart'ta pandeminin birinci yılını değerlendirdi. Ceyhan, "Başta birçok bilim insanımız olmak üzere, ne yazık ki ders almadıklarımız aldıklarımızdan fazla görünüyor" düşüncesini dile getirdi.
Ceyhan Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, "Herhangi bir olayın birinci yılında genellikle geçen sürede alınan dersler değerlendirilir. Önce iğneyi kendimize batıralım. Başta birçok bilim insanımız olmak üzere, ne yazık ki ders almadıklarımız aldıklarımızdan fazla görünüyor." ifadesini kullandı.
Ceyhan şunları kaydetti:
"Geçen bir yılda yanlış öngörüler nedeniyle alınan risklerin sonucunun ne yazık ki ölümler ve onların bıraktığı acılar olduğuna dikkat etmedik. Ders almadıklarımızı şöyle özetleyebiliriz;
1) Virüsü de barındıran doğaya karşı, bilimsel doğrulara sırt çevirerek, şansa bırakarak, yada umarak pandemiyi yenme şansımız yoktur.
2) Havanın ısınması ile pandemi bitmez. Hâlâ, "Yazın rahatız" diyenlerimiz var.
3) Sadece hastalar değil, belirtisiz vakalar, aşılananlar ve hatta çocuklar da hastalığı bulaştırabilir.
4) Koronavirüs homojen bir şekilde yayılmıyor, bazı vakalar hiç bulaştırmıyor, bazıları yüzlerce kişiye bulaştırıyor. Onun için “R” değeri yani bir kişinin kaç kişiye bulaştırdığı değil, “K” değeri yani 100 kişiye virüsün kaç kişiden bulaştığı önemlidir. Bunu da belirlemek için, şimdiye kadar yapmadığımız “filyasyon” uygulamalıyız.
5) Yaptığımız iş “temaslı takibi” iken, yetkililere “filyasyon yapan tek ülkeyiz” şeklinde danışma vermemeliyiz. Oysa birçok ülke bırakın hastaların temaslılarını, yaygın tarama testleri ile saptadıkları belirtisiz vakaların temaslılarını bile takip ediyor.
6) Mayıs ayında günlük vaka sayıları 1000 civarında takıldığında, ek önlemler alınmazsa, bir artış dalgası bunu izleyecektir dediğimizde ne artışı, yaz geliyor diyen arkadaşların bu yanlış öngörüsü kaç vakaya ve ölüme neden oldu? Ama bazı bilim insanları günlük vaka sayısı 10 binlerde takıldığında haziranda alınan kararın benzerini doğru bulmakta sakınca görmediler.
7) Okulların tarama testleri yerine vaka sayısı baz alınarak açılmasının riskli olduğunu da öğrenemedik. Çünkü çocukların ancak % 5-10’u belirtili seyrediyor. Orada bir belirtili hasta varsa, 10-20 tane belirtisiz vaka olabilir.
8) Seyahat kısıtlaması olmadan il bazında önlemlerle bu salgın durdurulamaz, bunu da maalesef öğrenemedik. Kısıtlama uyguladığınız ilden bir süper bulaştırıcı çıkıp başka bir ilde artışlara yol açabilir
9) Herkes önlemlere tam uysa, devletin zorlayıcı ek önlemler almasına gerek yoktur. Ancak halkın bir bölümünün normalleşme denince pandemi bitiyor şeklinde algılamasını önleyemedik.
10) Esnafa kontrolsüz açılmaların, daha uzun kapanmalara neden olduğunu ne yazık ki anlatamadık. Salgının yayılmasını önlemek için Sayın Bakanın, bakan yardımcıları ve bakanlık çalışanlarının, özellikle hayatını ortaya koyan sağlık çalışanlarının ne kadar gayret gösterdiğini biliyorum. Bu çabaların sonuç vermesi için deneyimlerimizden daha çok ders çıkarmayı diliyorum."