Psikiyatri Uzmanı açıkladı: Milli Eğitim Bakanlığının seçmeli ders yaptığı akran zorbalığı nedir?
Milli Eğitim Bakanlığı akran zorbalığıyla mücadeleyi seçmeli ders olarak ortaokul müfredatına aldı. Uzmanlar, akran zorbalığını; çocuklukta ya da ergenlikte görülen, kendi yaş grubundaki arkadaş veya arkadaşlarına yönelik sebebi olmadan ve tekrarlayan şekilde görülen sözel, fiziksel ve davranışsal olarak zarar verici eylemler olarak tanımlıyor. En sık görülen zorbalık türünün, dalga geçme, alay etme, küfür ve hakaret etme gibi tavırların olarak ortaya çıkıyor.
Abone olMilli Eğitim Bakanlığı farkındalık sağlamak için seçmeli ders olarak akran zorbalığıyla mücadeleyi ortaokul müfredatına aldı.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, akran zorbalığı ile ilgili bilgi verdi.
En sık görülen zorbalık türü dalga geçme, alay etme, küfür ve hakaret etme gibi sözel zorbalık
Akran zorbalığının, çocuklukta ya da ergenlikte görülen, kendi yaş grubundaki arkadaş veya arkadaşlarına yönelik sebebi olmadan ve tekrarlayan şekilde görülen sözel, fiziksel ve davranışsal olarak zarar verici eylemler olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, zorbalık türleri hakkında şu bilgileri verdi:
“En sık görülen zorbalık türü, dalga geçme, alay etme, küfür ve hakaret etme gibi tavırların görüldüğü sözel zorbalıktır. Vurma, itme, eşyalarına zarar verme gibi fiziksel zorbalıklar da sık görülür. Cinsel anlamda dokunma ya da taciz etme de görülebilir. Oyunlara dahil etmeme, diğer çocuklarla konuşmasını engelleme gibi sosyal zorbalık tavırları görülebilir. Sosyal medya ya da internet ortamında rahatsız edici fotoğraflarını çekip paylaşma, sosyal medya hesaplarına girip uygun olmayan içerikler paylaşma davranışları da yine dikkat edilmesi gereken siber zorbalık dediğimiz zorbalık türü olarak adlandırılıyor.”
Akran zorbalığı gösteren çocuklar çoğunlukla dürtüsel özellikler gösteriyor
Akran zorbalığı gösteren çocukların çoğunlukla dürtüsel özellikler gösteren çocuklar olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, “Diğer çocuklara göre akran grubu tarafından daha fazla reddedilmekte ya da daha az kabul görmekte olan çocuklardır ve sert görünme ihtiyacı duyabilirler. Böylelikle diğer saldırgan çocuklarla arkadaş olabilirler. Kolayca ağlayan ve kaygılı görünen çocuklar tarafından kolayca kışkırtılabilirler. Erkek çocukların daha fazla oranda zorbaca davranışlar gösterdikleri ortaya konmuştur.” dedi.
Okula gelmekten korkuyorlar
Akran zorbalığı nedeniyle sosyal ilişkilerinin zayıf olmasının, çocuğun hem akademik başarısına zarar verebildiğini hem de çocuğun okula karşı tutumunun etkilendiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, “Bu çocukların bir kısmı akran zorbalığına maruz kaldıkları için okula gitmekten korkuyorlar. Bir kısmında daha ciddi boyutta kaygı bozuklukları ortaya çıkabilir. Ders başarısızlığı, uyku sorunları, öfke patlaması içe kapanma görülebiliyor.” diye konuştu.
Zorbalık gösteren çocuklar çevreye ve topluma karşı öfke duyan ailelerde yetişmiş olabiliyor
Zorbalık gösteren çocukların güç ve baskınlık kurmaya yönelik güçlü gereksinimleri olduğunu da söyleyen Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, bu durumun aileler tarafından fark edilmezse problemlerin artabileceğini ya da ailelerde de güç ve baskınlık kurma tutumları görülüyor olabileceğini kaydetti.
“Çevreye ve topluma karşı öfke duyan ailelerde yetişmiş olabilirler. Bazı aileler popüler olmasını isteklerini çocuklarına yoğun bir şekilde yansıtmaktadır. Çocuklar ailelerinin duygu ve davranışlarından etkilenirler ve bu durum çocukların davranışlarına da yansıyabilir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, ayrıca ailelerin, teknolojik araçlar yoluyla çocukların şiddete sürekli tanıklık etmelerine izin vermelerinin, şiddet eylemini normalleştirdiğini, bu konularda ailelerin dikkatli olmalarının gerektiğini vurguladı.
Zorbalığa uğrayan bir çocuğun ebeveyni nasıl bir yol izlemeli?
Çocuk ve Egen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, zorbalığa uğrayan çocukların yaşadıklarını da şöyle anlattı:
“Çocuklar böyle bir durumla karşılaştığında utanabilir, sessiz kalıp yaşadığı zorbalığı aileleri ile paylaşmak istemeyebilir ve kendilerini suçlayabilirler. Bu yüzden çocuğu gözlemlemek, onunla iletişim halinde olmak önemlidir. Ebeveynlerinin kendisini anladığını ve güvendiğini hissetmesi çocuk için çok önemlidir. Anne babaların çocuklarına güvenmesi ve bunu çocuklarına hissettirmeleri gerekir. Bu nedenle yargılayıcı cümlelerden uzak kalarak konuşmak, ‘sen de bir şey yaptın mı?’ gibi sorgulayıcı tavırlar takınmamak doğru olur. Karşılaşılan sorunu yine kaba güçle çözmeye çalışmak ya da tam tersi çocuğu çözüm bulması için yalnız bırakmak da doğru olmayan davranışlardır.”
Sosyal becerileri artan çocuğun, zorba olan çocuklar tarafından rahatsız edilme ihtimali daha az
Yaşıtlarına göre daha az sosyal olan, özgüven eksikliği yaşayan çocukların akran zorbalığına uğrama ihtimallerinin daha yüksek olduğunu da dile getiren Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Anne babaların, çocuklarının kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmaları çok faydalı olur. Özellikle özgüven arttırıcı çeşitli sosyal etkinliklere katılmalarını sağlamaları hem çocukların kendi yeteneklerini fark etmelerini sağlar hem de özgüvenin artması sonucunda çocuğun karşılaştığı sorunlara uygun tepki verme becerisi de artar. Sosyal becerileri artan çocuğun, zorba olan çocuklar tarafından rahatsız edilme ihtimali de azalır. Tabii bunların yanı sıra ailelerin çocuklarına iyi bir model olması ve şiddet içeren herhangi bir davranışı çocuklarının yanında övmemeleri de oldukça önemlidir.” Doi numarası: https://doi.org/10. 32739/uha.id.43166