RAKI
Gogıl’a ‘ Rakı ‘ yazdığınızda 0,76 saniyede 17 milyon dokuzyüzbin sonuçla karşılaşıyorsunuz!. İlk açılan sayfanın sağında Vikipedi Sözlük ( her aramada olduğu gibi ) tanımını falan yapıyor: ‘ Rakı; damıtma yoluyla elde edilen, suma kullanılan ve genellikle anason tohumu ile aromalandırılan, alkollü bir geleneksel Türk içkisi. ‘
Aynen aldım; sadece ‘ edilen ‘ sözcüğünden sonraki virgül bana aittir ve gereklidir!.
Alelade bir içki değildir rakı.. İçmişliğim bir yana, üzerine çok okumuşluğum ve araştırmışlığım vardır. Vefa Zat örneğin! 1941’ de İzmir’de dünyaya gelip 2019’da sonsuzluğa uğurladığımız hemşehrimin ‘ Adabıyla Rakı ve Çilingir Sofrası ‘ ile ‘ Biz Rakı İçeriz ‘ isimli kitapları benim gönül köşkümün Nobelli eserleridir.. ( İlgilenen dostlarım için yazımın sonundaki dipnotunda yayınevleri ve yayım tarihlerini yazdım. )
Herkes hakkını veremez!. Örneğin bir önceki cümleye ‘ Herkes ‘ değil de ‘ Herkez ‘ sözcüğüyle başlayanlarla içmeyin derim!. Sek içenlere bir lafım yok da; sudan önce rakıya buz koyanları nazik bir şekilde uyarırım. Aydın Boysan ve Vefa Zat bu konuda hiiç nazik davranmazlar; aman!.
Pahalıdır!. 2002 yılında ( Bizlerin büyük dediği ) yetmişlik ( altı sıfırı atarak ) 8 lirayken şimdilerde 175 lirayla yüzde ikibin oranında falan zamlanmıştır!. Üretici ve satanın kazancı dahil rafa 45 liralık masum bir fiyatla gelen büyüğün üzerindeki vergi oranı % 287’dir!. Bu yönüyle bordrolu vatandaşlarımızla birlikte maliye ve hazinemizin gururudur da..
Çeşitlenmiştir! Merhum babam Bakkal Fethi Amca’ya gönderirken; ‘ Altındaki numaraya bak. Tek olanını al. ‘ derdi 40 yıl kadar önce.. Şimdilerde onlarca markanın bir o kadar çeşidi var piyasada..
Portaldaki ilk yılımı yüzüncü yazımla kutlamaya hazırlanıyorum. Saymadım; ama doksan küsur oldu sanırım sayı. Kimi yazılarımda konunun mecburen götürdüğü yerlerde bahsettiğim rakıyla ilgili; başlığına bile adını verdiğim bir yazı olmasıyla milattır okuduklarınız!.
Mustafa Kemal Atatürk de müptelasıdır!. Tercihinin genelde Dimitrakopulo marka olduğunu yazar ilgili belge ve kitaplar.. Sayısız anılarından birini özellikle paylaşmak isterim..
1930’ların başı. Gazi, Sakarya Motoruyla Moda Koyu’nda gezintidedir. ‘ Işıkları söndürün, kimseyi rahatsız etmeyelim. ‘ emrini verir. Buna rağmen Atatürk’ü tanıyanlar teknelerle motorun etrafını sarar. Motorun ışıkları açılır ve Paşa etraftaki teknelere seslenir : ‘ Merhaba. Sizlere ne ikram edeyim, ne istersiniz? ‘ Kalabalık ‘ Seni isteriz Paşa’m ‘ nidalarıyla haykırır. Mutfaktaki her şeyin, ne kadar içecek ve yiyecek varsa gelenlere dağıtılmasını ister. Ardından kadehini kaldırarak vatandaşlara seslenir..
‘ Vatandaşlarım… Buna rakı derler. Vaktiyle padişahlar gizli içerlerdi. Ben açık içiyorum. Siz de benimle beraber içiyorsunuz. Neticede unutmayın ki, ben de sizin gibi insanım. Sizinkinden bir fazla değildir, yaptıklarım… ‘
Sağlığa zararı? Elbette vardır. Bu yüzden sigarayla birlikte dizilerde falan buzlanıyor. İzlemem de; sırf bu yazı için bir ikisine dayanabildiğim kadar baktım bu dizilerin bir iki haftadır. Azıcık araştırdım da!. İnanın rakı masum kalır izlediklerimin yanında!. Bırakın buzlamayı falan kimilerinin yayımı bile ahlak erozyonunu tetikleyici şeyler ki ayrıntısına girmiyorum..
Gizli gizli içilir mi? Bence gereği yok da yapılıyor!. Yukarıda bahsettiğim dizilerin aktör ve aktristlerin rakı içerken paparazzilere yakalandıklarında kadehlerin alaşağı edildiği görüntülerine falan şahit olmuşuzdur. Birilerinin 4.Murat’ın saltanatının çoktan bittiğini hatırlatmasında fayda var arkadaşlara!.
Edebiyatta yeri fenadır fena!. Orhan Veli misal; şişesinde balık olmak istemiştir.
O hooo!. Yerimin sınırlarını zorlamışım. Salgından dolayı hafiften de olsa öğle rakılarına dikey geçişimizi Metin Altıok’la taçlandırıp ‘ İyi bakın kendinize ‘ diyorum..
Erkenci
Dağılıyor yüzünden
Cam bir bardak gibi,
Su katılmış rakının
Balkıyan sisi.
Güneş henüz batmadan
Şaşırmış da vaktini,
Çıkmış göğün ucundan
Sarhoş bir ay erkenci…