Ressam İbrahim Balaban hayatını kaybetti! İbrahim Balaban kimdir?
98 yaşındaki İbrahim Balaban tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi.
Abone olRessam İbrahim Balaban hayatını kaybetti! İbrahim Balaban kimdir?
Yaşayan en büyük ressamlardan İbrahim Balaban 98 yaşında
yaşama veda etti. Yaklaşık 15 gün önce kalça kemiği kırığı
teşhisiyle kaldırıldığı Özel Güngören Hastanesi'nde tedavisine
başlanan Balaban, bu sabah çoklu organ yetmezliğinden hayatını
kaybetti. Resimlerinde Anadolu insanının yoksulluğunu, renklerini
ustaca resmeden Balaban'ın doğduğu Bursa Seçköy'e defnedileceği
öğrenildi.
OĞLU HASAN BALABAN: BÜYÜK BİR ÇINAR GÖÇTÜ
MALESEF
Nazım Hikmet'in öğrencisi olarak resim yapmaya başladığı iddia
edilen Balaban'ın oğlu Hasan Nazım Balaban, babasının hayatını
kaybetmesine çok üzgün olduğunu söyledi.
Balaban, "Büyük bir çınar göçtü maalesef... Haziran ayında
kaybettik kendisini. Benim babam baba olmanın yanı sıra çok önemli
bir değerdi Türk resminde. Nazım Hikmet'le beraber 7 yıl
dostlukları var. Keşke yaşarken bu kadar ilgi görseydi. Son
zamanlarda hep unutturulmaya çalışıldı. Kendi adıma çok büyük
mutluluk duyuyorum, yaşarken kendi müzesini gördüğü için...
Tekirdağ'da adına bir müze yaptık. Büyük sanatçılara yaşarken o
değer hissettirilmeli ve verilmeli. Babam iki ay önceye kadar kendi
işini kendi görüyordu. Resim çalışıyordu. Evin içerisinde düşme
neticesinde kalçasında bir kırık oluştu. Kırıktan dolayı yatağa
bağlı kaldı. Bundan dolayı çeşitli rahatsızlıkları olmaya başladı
böbrek ve akciğerlerinde. En sonunda Güngören Hastanesi yoğun
bakımına getirildi. 1 Haziran'da geldi ve 8 gündür buradaydı. Ayağa
kalkmasını, resimlerinin başına dönmesini çok diliyorduk. Çok büyük
bir çınardı Türk Edebiyatı içinde öyleydi. Cenazesi 11 Haziran Salı
günü Şişli Cami'nde öğle namazı sonrasında defnedilecek. Sonrasında
ise, Bursa Orhangazi ilçesinde bulunan Seç köyüne defnedilecek.
Salı günü saat 11.00'de Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi'nde tören
düzenlenecek. Dostlarını ve sevenlerini bekliyoruz" dedi.
İBRAHİM BALABAN KİMDİR?
1921'de Bursa-Seçköy, Osmangazi'de dünyaya geldi. Doğduğu köyün 3
yıllık okulunda eğitim gördü. 1937 yılının son günlerinde, henüz 16
yaşındayken hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi.
Cezaevinde kendini avutmak için resim çizmeye başladı. Resimlerini
zeytinyağına batırdığı renkli kalemlerle yapıyordu. Altı ay hapis
ve 16 bin lira da para cezasına çarptırılmıştı; ancak para cezasını
ödeyemeyince, para cezası üç yıl mahkûmiyete çevrildi. Cezasının
bitmesine çok az bir zaman kala dört mahkûmun saldırısına uğrayan
Balaban, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği gün düğün evini
basan hasmını öldürdü ve yeniden cezaevine girdi. 1942 ile 1944 ve
1947 ile 1950 yılları arasını Bursa Cezaevi'nde geçirdi.
RESİM YETENEĞİNİ NAZIM'LA ORTAYA ÇIKTI
Cezaevindeyken önce babası Hasan Çavuş'un cinayete kurban gittiği;
daha sonra da doğumda karısının öldüğü ve çok kısa bir süre sonra
da çocuğunun ölüm haberlerini aldı. Balaban, Bursa Cezaevi'nde
kendisinden 20 yaş büyük olan Nâzım Hikmet ile tanıştı. Onun
desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti.
Nâzım Hikmet, Orhan Kemal'i hikâyeci, Balaban'ı ise ressam olarak
yetiştirmek istiyordu. İbrahim Balaban cezaevinde resmin yanı sıra
felsefe, sosyoloji, ekonomi-politik konularında pratik bilgiler
edindi. Ressam, yedi yıl süren Nâzım Hikmet'li günlerini ileriki
yıllarda yazdığı Şair Baba ve Damdakiler kitabında anlatmıştır.
Hapiste birlikte yattığı Nâzım Hikmet de, onun "Bahar" adlı
tablosundan etkilenerek "İbrahim Balaban'ın Bahar Tablosu Üstüne"
adlı şiiri yazdı. Ayrıca Nâzım Hikmet, İbrahim Balaban'ın
"Mapushane Kapısı" ve "Harman tabloları için de birer şiir
yazmıştır. İkinci evliliğinden iki erkek, bir kız çocuğu ve beş
torunu vardır. 1955 doğumlu oğlu Hasan Nazım Balaban da kendisi
gibi ressamdır.
İLK SERGİSİ 1953'TE
İlk sergisini 1953'te İstanbul'da, Fransız Kültür Merkezi'nde açtı.
Sonraki yıllarda hem Türkiye'de, hem de yurt dışında pek çok sergi
açtı. 1961'de Yeni Dal Grubu sergisindeki bir tablosundan dolayı
yargılandı, ancak aklandı. Yine 1968'de Gazi Dergisi'nde basılan
bir tablosundan dolayı yargılandı; ondan da aklandı. 1969'da
Adana'da sergilediği resimleri saldırıya uğradı.
2000'DEN FAZLA TABLO
Bugüne kadar 2 binden fazla tablo ve bunun birkaç katı desen
üretti; kendisi aynı zamanda yazar olup, yayınlanmış 11 adet kitabı
bulunmaktadır. Ressam, son olarak desen çalışmalarını 2005'te
İstanbul'da sergilemiştir.