Selahattin Demirtaş'tan muhalefete: Hafife almayın
HDP'nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş muhalefeti eleştirerek, "Onların yerinde olsam Kürt halkını hafife almazdım. Bugünden başlayarak kendimi affettirmek için pratikte ikna edici adımlar atardım." dedi.
Abone olHDP'nin önceki dönem eş genel
başkanı Selahattin
Demirtaş, muhalefete, "Barış isteyen halka özeleştiri
sorumluluğu,
savaşın arkasında hizalanan muhalefettedir. Onların yerinde
olsam
Kürt halkını hafife almazdım. Bugünden başlayarak kendimi
affettirmek için pratikte ikna edici adımlar atardım. Yoksa
yarın
geç kalınmış olabilir" eleştirisinde bulundu.
Selahattin Demirtaş'ın cezaevindeki tutukluluk süresi 3 yıla
ulaştı. 4 Kasım 2016'dan bu yana tutuklu olan HDP'nin bir önceki
eş
genel başkanı Selahattin Demirtaş, hiç kimsenin bugünleri
unutmayacağını, 'günü geldiğinde kimse bağrına taş
basmayacağını'
belirterek, "Dünyanın bütün güçleriyle görüşmeyi ve müzakere
etmeyi
meşru sayıp sıra Kürtlerle diyaloğa gelince 'teröristlerle
görüşme
yapılmaz' diyen iktidarı da muhalefeti de Kürtler
hatırlayacaktır.
Kürt siyaseti de ittifak politikasını sürdürecekse halkın bu
hassasiyetini dikkate almalıdır. Bu kırılma giderilmeden mesafe
kat
edilemez diye düşünüyorum" dedi.
HDP'nin her koşulda demokrasi içi mücadeleye devam edeceğini
vurgulayan Demirtaş "Kaybeden de HDP ve demokrasi güçleri
olmaz.
Barış yerine savaş politikalarını savunanların siyaseti,
iktidarın
yanında olan herkese kaybettirir" yorumunda bulundu.
Demirtaş, gazeteci Yavuz Özcan'ın sorularını
yanıtladı.
Demirtaş'ın açıklamaları özetle şöyle:
"EŞİTLİK KAVRAMI DAHA UYGUN DÜŞER"
İnsanlarımız haklı olarak çok öfkeliler ancak bu öfkeyi
halklara, bireylere değil zihniyetlere yöneltmektir doğru olan.
Hepimiz zaman zaman halkların kardeşliği kavramını
kullanıyoruz.
Ancak siyaset bilimi açısından 'kardeşlik' yerine 'eşitlik'
kavramı
daha uygun düşer. Eşit olduktan sonra kardeş olmak işin en
kolayıdır.
"DUYGUYLA DEĞİL AKLIMIZLA HAREKET
ETMELİYİZ"
Bu dönemlerde Kürtlerde yaşanan duygusal kopuş, aşırı
milliyetçi
savrulmalara yol açarsa bunun kimseye yararı olmaz. Evet
Kürtler
öfkeli ve haklı olarak kırılmış, yaralanmışlardır. Bu yaraları
sarmanın yolu her zaman duyguyla hareket etmek değildir. Yeri
geldiğinde aklımızı öne çıkararak kararlar almak zorundayız.
"KÜRTLER GÜNÜ GELDİĞİNDE TANIMAZ"
Ancak hiç kimse bugünleri de unutmayacaktır elbette. Günü
geldiğinde kimse bağrına taş falan basmayacaktır, o bir kere
olur.
Barış isteyen halka özeleştiri sorumluluğu, savaşın arkasında
hizalanan muhalefettedir. Onların yerinde olsam Kürt halkını
hafife
almazdım. Bugünden başlayarak kendimi affettirmek için pratikte
ikna edici adımlar atardım. Yoksa yarın geç kalınmış olabilir.
Kürtler kimsenin marabası, kuyruğu ya da payandası değildir. Bu
savaşa koşulsuz destek sunanlar halka özeleştiri borçludurlar.
Kürtlere sadece savaşı ve ölümü reva görenleri, Kürtler de günü
geldiğinde tanımazlar.
"BU KIRILMA GİDERİLMELİ"
Dünyanın bütün güçleriyle görüşmeyi ve müzakere etmeyi meşru
sayıp sıra Kürtlerle diyaloğa gelince "Teröristlerle görüşme
yapılmaz" diyen iktidarı da muhalefeti de Kürtler
hatırlayacaktır.
Kürt siyaseti de ittifak politikasını sürdürecekse halkın bu
hassasiyetini dikkate almalıdır. Bu kırılma giderilmeden mesafe
kat
edilemez diye düşünüyorum.
"SOL BİLEŞENLER ASLİ UNSURDUR"
('Son dönemlerde HDP'ye partinin sol bileşenler etkisi ile
Kürt
meselesini ötelediği, tali plana ittiği eleştirileri yapılıyor'
sorusu üzerine): Her şeyden önce HDP'de siyasi mücadele yürüten
tüm
kesimler partinin asli unsurlarıdır. Yani birileri ev sahibi,
birileri de misafir değildir. Bileşenleri bağlayan ortak nokta
ise
parti programıdır. Kürt sorunu HDP programının temel başlığıdır
ve
tüm HDP'liler bilir ki, Kürt sorunu çözüm yoluna girmeden
Türkiye'de demokratikleşme konusunda mesafe kat etmek
imkânsızdır…
Sol bileşenler dahil, HDP'nin her bileşeni de Kürt halkının
yoldaşı
ve dostudur. Eleştiri olsun ancak yıpratma ve emeği hiçleştirme
boyutlarına varıp da başka amaca hizmet etmesin diye
düşünüyorum.