Seyit Rıza’dan Dersim ile ilgili son sözler
Seyit Rıza gizli görüşmede kandırıldığını belirterek, “Sizin başından beri planınız Dersim’i ortadan kaldırmaktı” diyor. Seyit Rıza’nın son sözleri şu şekilde oluyor: “Emin oldum ki biz Dersimliler ne yaparsak yapalım bu sizi durdurmayacak. Başından beri planınız Dersim’i toptan yok etmek, ortadan kaldırmaktı. Bunu geç de olsa anladım. Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim, af da istemiyorum. Bu benim son sözlerim, başka da bir şey demeyeceğim.”
Fetullah Gülen'in Mason biraderi olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk'ün de İsmet İnönü'nün bilgisi dahilinde zehirlenmek suretiyle öldürüldüğünü kamuoyuna duyurarak gündemi sarsan Yeni Şafak, onbinlerce kişinin öldürüldüğü Dersim Harekatı'na ilişkin 'çok bilinen sır görüşme'nin perde arkasını da açıklıyor.
1937-1938 yıllarında resmi rakamlara göre bile 13 bin 100 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan Dersim Harekatı'nda, operasyon planlarını bizzat çizen Atatürk, 'şakilerin' sembol lideri Seyit Rıza ile özel treninde görüştü. O dönem ismi Milli Amele Hizmetleri (MAH) olan Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bir mensubunca merkeze geçilen durum raporu, 12 Kasım 1937'de 'Doğu Gezisi' için Ankara'dan yola çıkan Atatürk'ün 14 Kasım günü Elazığ'a geldiğini ve Elazığ Merkez Tren İstasyonu'nda bekletilen özel trenin içinde, hakkında idam kararı verilen Seyit Rıza ile gece vakti biraraya geldiğini ortaya koydu.
AĞUSTOS'TA TESLİM OLDU KARAR KASIMDA AÇIKLANDI
Ağustos 1937'deki çatışmalarda oğullarından birini, karısını ve üç torununu kaybeden, ancak ablukadan çıkmayı başaran Seyit Rıza, 'kendisine verilen sözler üzerine' 10 Eylül 1937'de Erzincan'da bir jandarma karakoluna gelerek teslim olmuştu. Dönemin gazetelerinin "Şakilerin lideri, Dersim'in son sergerdesi yakalandı" başlıklarıyla duyurduğu bu önemli gelişmenin ardından Seyit Rıza, oğlu Hüseyin ve ele geçirilen diğer Dersimliler ekim ve kasım aylarında yargılandı.
Elazığ'da kurulan mahkemenin açıkladığı karara göre Rıza ve oğlu da dahil 7 kişi idam cezasına, diğer 14 Dersimli ise muhtelif cezalara çarptırıldı. 75'lik Rıza'nın yaşı, asılabilmesi için 57'ye indirildi; oğlu Hüseyin'in yaşı ise 17'den 21'e yükseltildi. Elazığ Buğday Meydanı'nda "Hiç olmazsa oğlumun idamını görmeyeyim" diyerek ilk önce kendisinin asılmasını isteyen Rıza'nın bu talebini, dönemin
devlet ricali kabul etmedi. Hüseyin, Rıza'nın gözü önünde asıldı.