Anasayfa /  Kültür sanat

Sezai Karakoç için panel

Sezai Karakoç için panel

Abone ol
Abone ol 11 Mart 2016 10:36

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü, şair, yazar, mütefekkir Sezai Karakoç içi panel düzenliyor. İBB Kültür Müdürlüğü tarafından ‘Özel Etkinlikler’ sınıfında düzenlenen ‘Bir Nesli Yoğuranlar’ program serisinin 11’incisinde şair, yazar, mütefekkir Sezai Karakoç, bir panelle ele alınacak. Ali Emirî Efendi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan panel bugün saat 19.00’da başlayacak. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Turan Koç, Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar Aslan, Ali Ural, Bünyamin Yılmaz ve Mahmut Bıyıklı katılacak. Program, halka açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

Sezai Karakoç kimdir?

Çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçen ve 1938 yılında Ergani'de 3 ay ilkokul öncesi ihtiyat sınıfına devam eden Sezai Karakoç, ilkokulu 1944'te Ergani'de bitirdi. Daha sonra Maraş Orta Okuluna parasız yatılı olarak kayıt oldu. 1947'de burayı bitirerek Gaziantep'te yine parasız yatılı lise öğrenimine başladı. Gaziantep Lisesi'nden 1950'de mezun edildi. Felsefe okumak istediği için İstanbul'a gitti. Babasının isteği İlahiyat Fakültesiydi. Kendi parasıyla okuyamayacağını anlayınca, parasız yatılı kısmı bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavına girdi. Sınav sonuçlarını beklerken de Felsefe bölümüne kayıt yaptırır; şayet sınavı kazanamazsa felsefe tahsili yapacaktır. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanarak başladığı yüksek öğrenimini 1955'te fakültenin mali şubesinden mezuniyetle tamamladı. Mecburi hizmet sebebiyle Maliye Bakanlığı’nda Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi Bölümüne atandı. Daha sonra Maliye müfettişliği sınavına girer ve kazanarak ve 11 Ocak 1956'da müfettiş yardımcılığı görevine başlar. 1959 yılında İstanbul'da Gelirler Kontrolörüdür. Bir ara Ankara'ya çağrılıp Yeğenbey Vergi Dairesinde görevlendirilirse de kısa bir müddet sonra yine İstanbul'daki görevine döner. Görevi icabı Anadolu'yu çok gezer ve birçok il, ilçeyi inceleme, tanıma fırsatı bulur. 1960 - 1961 yıllarında yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra İstanbul’daki görevine kaldığı yerden devam etti. 1965'ten 1973'e kadar birçok kez istifa etti. 1973’ten bu yana da hiçbir resmi görev almadı. İstanbul'da Diriliş Yayınları ve Diriliş dergisini kurdu. 1990 yılında "güller açan gül ağacı" amblemiyle Diriliş Partisi'ni kurdu. Yedi yıl partinin genel başkanlığını yürüttü. Ancak bu parti 19 Mart 1997'de üst üste iki defa genel seçime girmediği için kapatıldı. 2006 yılında kültür bakanlığı özel ödülü ile ödüllendirildi. Bakanlığa, ödülün para kısmının kültür sanat işlerine harcanmasını, diğer kısmınınsa posta ile bildirdiği adrese yollanmasını rica ettiği bir mektup yolladı. 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi'ni kurdu ve halen partinin genel başkanlık görevini yürütmektedir. 2007 yılının Nisan ayından beri her cumartesi akşamı, Yüce Diriliş Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nda değerlendirme konuşmaları yapmaktadır. Bu konuşmalar partinin internet sitesinden canlı olarak yayınlanmaktadır. Karakoç, 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü fakat kendisine verilen plaket ve para ödülünü reddederek bu ödülü almaya gitmedi.

Şiir hayatı-anlayışı

Karakoç şiirle ilgili görüşlerini yazmaya başladığı dönemlerden itibaren şiir anlayışını da yazmıştır. Bu konudaki düşüncelerini Edebiyat Yazıları adını verdiği 3 kitapta toplayan Karakoç'un şiirimizde son derece özgün bir yeri vardır. Onun şiiri metafizik bir şiirdir. Türk şiiri geleneksel yapısı itibariyle aslında metafizik bir şiirdir. Ancak bu özellik Tanzimat'tan sonra değişir. Sadece A. Hamit'te metafizik bir ürperti söz konusu olur. Onunla tekrar başlayan bu anlayış Cumhuriyet'in ilk yıllarında Necip Fazıl Kısakürek'te ve Ahmet Kutsi Tecer'de kendini gösterir. Bunlardan başka Yahya Kemal ve Asaf Halet Çelebi'de de metafizik anlayış görülür. Fakat bu metafizik unsurlar adı geçen hiçbir şairin şiir anlayışını açıklamaz, anlatmaz. YTÜ Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ali Yıldız'ın tespitiyle Türk şiirini metafizik bir esasa oturtan şair Sezai Karakoç'tur. Sezai Karakoç bunu modern şiirin diliyle yapmıştır. O, Batı edebiyatını da iyi incelemiş bir şairdir. Modern sanattaki soyutlamanın İslam anlayışına uygun olduğu düşüncesindedir ve şiirlerini bu yönde geliştirmiştir. Edebiyat Yazıları I'deki ilk yazı metafizik ile ilgilidir. Bu, hangi kavramlara önem verdiğini göstermesi bakımından önemlidir. Karakoç geleneksel şiire de yaklaşır, ancak dili farklıdır. O, modern şiirin diliyle şiirlerini yazmıştır. Poetikasını anlattığı ikinci yazı Soyutlama ile ilgilidir. Nitekim modern sanat genel anlamda soyutlamaya dayanır. Ona göre şair, şiiri soyutlamada bırakırsa eksik bırakmış olur, tamamlanması için şairin tekrar somutlaştırması yani soyutlaştırdığı şeyi tekrar yeni bir bağlama oturtması gerekir. Bunu da Diriliş kavramına bağlar. Sezai Karakoç, şairin genel çizgilerini, pergünt üçgeni dediği üç ilkeyle anlatır. Peer Gynt, Norveçli yazar Henrik İbsen (1828-1906)’in en ünlü oyunlarından biridir. Karakoç, Pergünt’ün, hayatında bu ilkeleri yaşadığını belirtir ve bu ilkeleri şiire tatbik eder: Şair, Kendi Kendisi Olmalı: “Şairin kendi kendisi olabilmesinin biricik yolu, değişmek, başkalaşmaktır.” Şair, Kendine Yetmeli: "Eserinin tohumunu ve geliştirecek iklimini, şairin kendi varlığından alması anlamına gelir yeterlilik ilkesi. Yâni fildişi kuleyi biz dışına çeviriyoruz; evren şaire bir fildişi kule olmalı; şafakta kaybettiği güvercinleri, şair, bir ikindide bulabilmeli." Şair, Kendinden Memnun Olmalı: "Eserin şairini sevinçle titretmesi demek bu. Şair, eserini sevmeli. Onu okşamalı, ama yaramazlıklarına da göz yummamalı. Beğenmediği davranışlarını gücendirmeden ona anlatmalı onu kendini düzeltmeye kandırmalı ve bunu da inandırmalı ona. 'Beni andırıyor, ah, beni o' demeli." Memnunluk ilkesinin temeli, sevinçtir. Yaşama sevinci değil “yaşatma sevinci”dir.

Eserleri

Şiir

ŞİİRLER I Hızırla Kırk Saat ŞİİRLER II Taha'nın Kitabı/Gül Muştusu ŞİİRLER III Körfez/Şahdamar/Sesler ŞİİRLER IV Zamana Adanmış Sözler ŞİİRLER V Ayinler/Çeşmeler ŞİİRLER VI Leylâ ile Mecnun ŞİİRLER VII Ateş Dansı ŞİİRLER VIII Alın Yazısı Saati ŞİİRLER IX Monna Rosa (Aşk Ve Çileler) ŞİİRLER X Monna Rosa (Ölüm ve Çerçeveler) ŞİİRLER XI Monna Rosa (Pişmanlık ve Çileler) ŞİİRLER XII Ve Monna Rosa ŞİİRLER XIII Karayılan GÜN DOĞMADAN Şiirlerin Toplu Basımı

Çeviri Şiir

Batı Şiirlerinden İslâmın Şiir Anıtlarından

Deneme

Edebiyat Yazıları I Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir Edebiyat Yazıları II Dişimizin Zarı... Edebiyat Yazıları III Eğik Ehramlar

Düşünce

Ruhun Dirilişi Kıyamet Aşısı Çağ ve İlham I-II-III-IV İnsanlığın Dirilişi Diriliş Neslinin Âmentüsü Yitik Cennet Makamda İslâmın Dirilişi Gündönümü Diriliş Muştusu İslâm İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü Düşünceler I-II Dirilişin Çevresinde Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I-II-III Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I-II Samanyolunda Ziyafet Unutuş ve Hatırlayış Varolma Savaşı Çağdaş Batı Düşüncesinden Çıkış Yolu I-II-III

İnceleme

Yunus Emre Mehmed Âkif Mevlâna

Piyes

Piyesler I Armağan

Hikaye

HİKÂYELER I Meydan Ortaya Çıktığında HİKÂYELER II Portreler

Günlük yazılar

Farklar Sütun Sûr Gün Saati Gür

Röportaj

Tarihin Yol Ağzında

Belgesel

Gün Doğmadan

Etiketler Sezai Karakoç
Yorumlar
Çok Okunanlar