Stattaki pankarta 11 tutuklama
SAMSUN'da geçen 6 Ağustos'ta Beşiktaş ile Konyaspor arasında oynanan Süper Kupa maçı sırasında tribünde, halen cezaevinde açlık grevi yapan eğitimci Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya destek vermek için pankart açtıkları iddiasıyla gözaltına alınan 13 şüpheliden 11'i tutuklandı. Şüpheliler arasındaki avukat Özge B. ve eşi Erdal B. ise nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan şüphelilerden Ufuk Bıyık, "Beşiktaş'ın 'Beleştepe' taraftar grubu içinde yer almaktayım. Birlikte maçlara gidip sosyal aktiviteler düzenleriz. Pankartın 'Yaşasın' ibaresini içeren kısmını tişörtümün içinde ben stada soktum" dedi.
Abone olSamsun'da Beşiktaş ile Konyaspor arasında 6 Ağustos
2017 günü, Samsun Yeni 19 Mayıs Stadı'nda oynanan Süper Kupa
maçında bir grup taraftar tarafından tribünde halen cezaevinde
bulunan ve daha önce başlattıkları açlık grevlerini burada da
sürdüren DHKP-C terör örgütü mensubu oldukları iddia edilen
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya destek amaçlı 'Nuriye Salih
Yaşasın' yazılı pankart açıldı.
Şüpheliler, üzerlerinde saklayıp 3 parça halinde tribüne
soktukları pankartı açtıktan sonra fotoğrafını da sosyal
paylaşım sitesinden paylaştı.
Bunun üzerine Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla Samsun İl
Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri söz
konusu şüpheliler hakkında 'terör örgütü propagandası yapmak'
suçundan soruşturma başlattı. Yapılan soruşturmada kimlikleri
tesbit edilen ve içlerinde avukat, devlet memuru ve öğrencilerin
bulunduğu 17 şüpheli hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından yakalama emri çıkartıldı.
Şüphelilerden 13'ü Ankara'da yakalanıp gözaltına alındı. Polisteki
işlemleri tamamlanarak Ankara Adliyesi'ne sevk edilen 13 şüpheli,
SEGBİS sistemiyle Samsun Adliyesi'ne bağlanıp Cumhuriyet savcısına
ifade verdi. Savcı, ifadelerini aldığı 13 şüpheliyi nöbetçi
mahkemeye sevk etti. Nöbetçi mahkemede ifade veren şüphelilerden
Duygu Uzun, Mehmet Mert Aydos, Ufuk Bıyık, Haydar Aktan, Anıl
Çobanoğulları, Bilal Canberk Dönmez, Volkan Çalışkan, Erkan Akbaba,
Didem Doğan, Cemil Doğan ve Özge Öznur Uysal'ın tutukalanarak
cezaevine gönderilmesine karar verdi.
Avukat olan ve Millli Eğitim Bakanlığı'nın avukatlığını da yapan
Özge B. ve serbest meslek sahibi eşi Erdal B. ise adli kontrol
altında tutulmak kaydıyla serbest bırakıldı. Haklarında yakalama
emri bulunan 4 şüphelinin ise yakalanması için başlatılan
çalışmanın devam ettiği kaydedildi.
Öte yandan 'terör örgütü probagandası yapmak' suçundan
tutuklanan şüphelilerin savcılık ifadeleri ortaya çıktı.
Şüphelilerden Ufuk Bıyık, Cumhuriyet savcısına, "Ben Beşiktaş'ın
'Beleştepe' taraftar grubu içinde yer almaktayım. Birlikte maçlara
gidip sosyal aktiviteler düzenleriz. Samsun'da oynanan Süper Kupa
maçına grup olarak geldik. Samsun'a gelirken mola yerinde
ismini hatırlamadığım 5-6 kişi ile pankart açmaya karar verdik.
Pankartın ne zaman ve ne şekilde hazırlandığına ilişkin bir bilgim
yoktur. Pankartın 'Yaşasın' ibaresini içeren kısmını
tişörtümün içinde ben stada soktum. Pankartı açtığımda yine bu
kısmı tuttum. Pankartı tutan kişilerin isimlerini hatırlamıyorum.
Stada girerken herhangi bir doğru düzgün arama yapılmadığı için bir
sıkıntı yaşamadık" dedi.
Tutuklanan şüphelilerden Duygu Uzun ise "Ben 'Beleştepe'
taraftar grubu içersinde yer almam. Ancak Beşiktaş taraftarı olmam
nedeniyle Ankara Kızılay'da bulunan bir kafeye nişanlım M.M.A. ile
birlikte zaman zaman gidip maç seyrettiğim oylmuştur. Bu nedenle
söz konusu taratar grubundan tanıdıklarım vardır. Samsun'da oynanan
Süper Kupa maçına da nişanlımla birlikte söz konusu taraftar
grubuyla geldim. Yolda bir pankart mevzusu konuşuluyordu. Ancak ben
maçlarda normal açılan pankartlardan olduğunu düşündüm. Bu nedenle
de pankartın içeriğiyle ilgili ayrıntı sormadım. Maçtan önce
pankart açıldı ancak pankartı kimin açtığını isim olarak
hatırlamıyorum. Pankartı açan kişileri tanıyorsam isimlerini
söyleyebilirim. Nişanlımla benim fotoğrafımızı çekmesi için
telefonumu Ö.Ö.U. adlı kadın arkadaşıma verdim. O fotoğrafımızı
çektiği sırada pankart açılmış. Yani bilerek pankartın önünde poz
vermemiz ve fotoğrafını çekmemiz söz konusu değildir. Ben oturduğum
yer itibarıyle geriye dönüp baktığımda pankartın sadece
'Yaşasın' yazan bölümünü gördüm. Daha sonra sosyal medyada
pankartın tamamında ne yazdığını gördüm" diye konuştu.
Tutuklalan şüphelilerden öğretmen olan Bilal Canberk Dönmez ise
"Ben 'Beleştepe' taraftar grubu içinde yer alırım. Samsun'da
oynanan Süper Kupa finaline bu grupla birlikte gittim. Statta
maçtan önce hatırlamadığım bir kişiden aldığım pankartın bir
parçasını tutuğum doğrudur. Yarım dakika ile bir dakika arasında
pankart açık kaldı. Pankartın stada kim ya da kimler tarafından
sokulduğundan bilgim yok. Samsun'a gelirken pankart açılacağına
dair bir konuşmaya şahit olmadım. Daha önceden pankart açılacağına
dair taratar grubu olarak bir karar alınmamıştı. Stat içerisinde
pankartın bir kısmının bana uzaltıldığında duruma vakıf oldum.
Pankartı açmakta suç kastıyla hareket etmiş değilim. Ben de
öğretmenim. Pankartta ismi geçen kişileri içine düştüğü durum
nedeniyle vicdanen rahatsızlık duyduğum için bu pankartı açtım.
Pankartta ismi geçen kişilerin herhangi bir terör örgütüyle
bağlantılı olduklarına dair bilgim yoktur. Ben bu kişilerin işsiz
kalmaları ve açlık grevi yapmaları nedeniyle belirttiğim gibi
vicdanen rahatsız oldum. Kaldı ki açılan pankartta herhangi bir
terör örgütü övücü beyan yer almamaktadır" ifadelerini
kullandı.
Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılan avukat Özge B. ise
ifadesinde şunları söyledi:
"Ben Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı'nın avukatlığını yapmaktayım.
Eşim ile birlikte bakanlığın lojmanlarında oturmaktayım.
'Beleştepe' taraftar grubuna dahil değilim. Ancak bu gruptan
tanıdığım kişiler vardır. Zaman Zaman birlikte maç izlemekteyiz.
Beşiktaş- Konyaspor maçına Sinop'tan tek başıma geldim. Sinop
ilinde ailemin yanında tatildeydim. Eşim ise Ankara'daydı. Eşim
bana telefon açarak Samsun'daki maça gitmemizi daha sonra birlikte
Ankara'ya dönmemizi teklif etti. Ben de kabul ettim. Eşimle statta
buluştuk. Kale arkasında oturduk. Maç henüz başlamamıştı. M. isimli
arkadaşımız 'Fotoğraf çekiyoruz' dedi. Biz de o şekilde durduk.
Daha sonra kim olduğunu çıkartamadığım bir kişi 'Pankart
görünmüyor' dedi. Bunun üzerine ben gayri ihtiyari arkaya
dönüp ne pankartı diye baktığımda 'Yaşasın' yazısını gördüm. Bunun
bir evlilik teklifi olabileceğini düşündüm. Oturduğum yer itibarı
ile pankartın Nuriye- Semih yazılı bölümünü görmem mümkün değildi.
Benim bu pankartın açıldığından dahi haberim yoktu. Eşimin de
pankart olayından haberi yoktu. Ben mesleğim itibarı ile bu
konularda hassasım. Benim DHKP-C silahlı terör örgütü ile hiçbir
bağlantım yoktur. Tuttuğum takım olan Beşiktaş maçına gitmekten
başka bir niyetim yoktu. Suçlamayı kabul etmiyorum."