Anasayfa /  Foto Galeri

Tarihte 2 Aralık

Tarihte 2 Aralık - Sayfa 1

1409 - Leipzig Üniversitesi kuruldu.

rnLeipzig Üniversitesi (Almanca: Universität Leipzig), Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Saksonya eyaletinin Leipzig kentinde bulunan bir devlet üniversitesidir. Üniversite 2 Aralık, 1409'da kurulmuştur ve bugünkü Almanya Federal Cumhuriyeti sınırları içerisinde 1386 yılında kurulan Heidelberg Üniversitesi'nin ardından ikinci en eski yüksek öğretim kurumudur. Üniversite, dünyanın farklı yerlerinden yaklaşık 28000 öğrenciye eğitim vermektedir.

rnrnMezunlarından Bazıları

Leipzig Üniversitesi 600 yılı aşkın tarihinde birçok ünlü ismi mezun etmiştir. Nobel Ödülü kazanmış olan sekiz mezunun yanı sıra Goethe, Leibniz, Karl Liebknecht, Angela Merkel, Friedrich Nietzsche gibi ünlü isimler de bu okuldan mezun olmuşlardır.

Tarihte 2 Aralık - Sayfa 2

1804 - Napolyon Bonapart, Paris'teki Notre Dame Katedrali'nde, Papa'nın da katıldığı törende taç giydi ve Fransa İmparatoru oldu.

Napolyon Bonapart (İtalyanca: Napoleone Bonaparte, Fransızca: Napoléon Bonaparte; d. 15 Ağustos 1769, Korsika – ö. 5 Mayıs 1821), Fransız asker, devlet adamı. Birinci Napolyon (Napoleon I) olarak 1804'den 1814'e kadar (ve tekrardan 1815'te) Fransa İmparatoru.rn

Gerek Fransız Devrim Savaşları gerekse Napolyon Savaşları sırasında Fransa'ya önderlik ettiği gibi tüm Avrupa’yı da etkilemiş bir komutandır. Sözü edilen savaşların ve girdiği çatışmaların büyük bölümünü kazanmış; 1815'teki nihai yenilgisine kadar hızla Avrupa kıtasının hakimiyetini ele geçirmiştir. Tarihteki en önemli komutanlardan biri olan Napolyon’un savaşları dünyanın her yerinde askeri okullarda ders olarak okutulmaktadır ve kendisi Avrupa tarihinin en ünlü ve en tartışmalı siyasi figürlerinden bir tanesidir.

rnNapolyon bir devlet adamı olarak tüm Fransa'da ve Avrupa'da büyük liberal reformlar uyguladı. Yönetimi sırasında bir halk eğitim sistemi kurmuş; feodalizmin kalıntılarını ortadan kaldırmış; Yahudi (bknz. Napolyon ve Yahudiler) ve diğer dini azınlıkları özgürleştirmiş; gelişmekte olan orta sınıfın yasalar önünde eşitliğini sağlamış ve dini otoritelere karşı devletin gücünü merkezileştirmiştir. En kalıcı hukuki başarısı, Doğu Asya'da Japonya'dan, Kuzey Amerika'da Québec'e kadar dünyadaki hukuk sistemlerinin dörtte birine çeşitli şekillerde uyarlanmış olan Kod napolyon adlı kanun metnini hazırlatmasıdır.

Tarihte 2 Aralık - Sayfa 3

1848 - Fransuva Jozef, Avusturya imparatoru oldu.

Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph (18 Ağustos 1830 - 21 Kasım 1916), 1848-1916 yılları arasında hüküm süren Avusturya-Macaristan imparatoru. Avusturya-Macaristan'ın en uzun hüküm süren imparatorudur. 1914'te Sırbistan'a savaş açarak, I. Dünya Savaşı'nın çıkmasına neden olmuş ve savaş sırasında ölmüştür.

rnAvusturya-Macaristan İmparatoru II. Franz'ın küçük oğlu Arşidük Franz Karl'ın (1802-1878) büyük oğluydu. 1848'de Fransa'da patlak veren devrim, Avusturya-Macaristan'ı da etkileyince, tahttan çekilen amcası I. Ferdinand'ın yerine 18 yaşında imparator ilan edildi. Franz Joseph'in tahta çıkması, mutlakiyetçilerin umudunu artırdı.

Franz Joseph, 1852'de evlendiği Bavyeralı Elisabeth'e yaşamı boyunca bağlı kalmıştı. Ancak ailesine çok sert davranıyordu. Hatta yeğeni Franz Ferdinand'ın evliliğini asla onaylamamış, o ve eşi Saraybosna'da öldürülünce bunu tanrısal ceza olarak düşünmüştü. Bu arada eşi Bavyeralı Elisabeth'den olan çocukları Arşidüşes Sophie (1855-1857), Arşidüşes Gisela (1856-1932), Veliaht Prens Arşidük Rudolf (1858-1889) ve Arşidüşes Maria Valeria (1868-1924)'dan Arşidük Rudolf'un Ocak 1889'da sevgilisiyle intihar etmesi, Franz Joseph'in bu tutumu yüzünden olmuştu.

Tarihte 2 Aralık - Sayfa 4

1852 - III. Napolyon, Fransa'da İmparator ilan edildi.rn

III. Napoléon (1852'ye değin Louis-Napoléon, tam adı: Charles Louis Napoléon Bonaparte, d. 20 Nisan 1808, Paris - ö. 9 Ocak 1873, Chislehurst, İngiltere), 1848-1852 yılları arasında Fransa Cumhurbaşkanlığı yapmış, sonrasında tertiplediği darbeyle cumhuriyeti yıkarak imparatorluğunu ilan etmiştir. Son Fransa İmparatoru olarak 1870'e kadar hüküm sürmüştür. 1870 yılında II. Dünya Savaşı'ndaki Alman işgaline kadar sürecek Üçüncü Fransa Cumhuriyeti'ni kuracak olan hareketle devrilmiştir. Fransa'nın doğrudan halkoyuyla seçilen ilk devlet başkanı, aynı zamanda son hükümdarıdır.

rnIII. Napoléon, finans ve sanayi burjuvalarının birbirleri arasındaki savaş nedeniyle yükselen işçi hareketine karşı zamanında önlem alamamasını değerlendirerek ve onların bu karmaşık dönemde, güçlü bir diktatoryaya olan ihtiyaçlarını kullanarak hükümet darbesi yapmış ve zaten proleterler karşısında yeterince bunalmış olan Fransız burjuvazisi, Napoléon Bonaparte'ın kardeşinin oğlunun iktidarını kabullenmişti.

rnNapoléon, "makul ölçüde özgürlük" sözü vermiş olmasına karşın, polis devleti yöntemlerini uygulamaya koydu. Buna rağmen 1852-1870 arasındaki rejimde değişiklikler yaşanmıştı. İlkin otoriter imparatorluk (1852-1860) olarak, Napoléon Bonaparte'ın otoriterliğini anımsatmakla beraber, iktisadi refaha elverişli bir düzen sağlayan sert bir diktatörlük rejimi uygulandı. 1860'tan sonra ise iç politikada hoşnutsuzluk ve muhalefet arttı; Katolikler, sanayiciler ve liberaller rejimde bir yumuşama istemeye başladılar. Bunun üzerine liberal imparatorluk dönemine (1860-1870) geçildi.

Bayındırlık yatırımlarını, demiryolu yapımını, kredi kurumlarının kurulmasını, tarım ve sanayinin gelişmesi için gereken öbür etkinlikleri hızlandırdı. Büyük teknik projeleri hararetle destekledi, mucitleri özendirdi ve modern Paris'in yeniden inşa edilmesine kişisel bir ilgi gösterdi. Öte yandan ekmek fiyatının düşük tutulmasını sağladı, işçiler için sağlık ocaklarının yapımını hızlandırdı ve işçilerle işverenler arasında hakem kurulları oluşturdu. Buna karşılık orta sınıf Louis-Napoléon'u, kendisini sosyalizm tehlikesinden koruyacak biri olarak değerlendirdi.rn

rnNapoléon, kitlesel destek arayışını fakir köylülerde somutlaştırdı. Bu dönemde köylü topraksızdı ve krediye ihtiyacı vardı. 19. yüzyıl Fransasının yüzde elli nüfusunu oluşturan köylüleri kendine bağlamak isteyen III. Napolyon, köylünün kredi ihtiyacını karşılayabilmek için finans burjuvazisinin desteğini aradı. Bunu sağlamak içinse finansörleri kayırıcı bir politika izledi. Sonuç olarak sanayi burjuvazisiyle arası açıldı ve bu kez kendisini tahttan edecek olan finans-sanayi burjuvaları çekişmesi tekrar başladı.rn

İmparator iç politikada olduğu gibi dışişlerinde de bütün yetkileri hemen kendi elinde topladı. 1815 Viyana Kongresi'yle oluşturulan ve Fransa'yı küçük düşüren Avrupa sistemini yıkmayı ve Fransa'nın bir kez daha büyük bir güç durumuna gelmesini istiyordu. Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda "Avrupa dengesini daha adaletli ve sağlam temeller" üzerinde yeniden kuracak uluslararası bir kongre toplamayı amaçlıyordu.

İmparator, Britanya ile ortak hareket ederek ve Kırım Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'yla ittifak yaparak Akdeniz'e yayılmasını önlemek için Rusya'ya karşı savaşa katıldı. Barış koşullarının belirlendiği Paris Kongresi'nin ardından Napoléon bir bakıma Avrupa'nın hakemi olmuştu. İtalyan devrimci Felice Orsini'nin suikast girişiminin (Ocak 1858) ardından Avusturya'yı İtalya'dan çıkarmak üzere Piemonte-Sardinya ile birlikte savaşa katıldı. Solferino Çarpışması'nı (Haziran 1859) zaferle sonuçlandırdı, ama Alman Konfederasyonu'nun müdahalesinden çekinerek hemen barış imzaladı. Camillo Cavour, zayıf bir federasyon yerine İtalyan birliği talebiyle karşısına çıkınca bunun karşılığında Nice ve Savoie'yı aldı. Öte yandan Çinhindi'nde ve Batı Afrika'da Fransız gücünün yayılmasını hızlandırdı, Süveyş Kanalı'nın yapımını destekledi.

1856'dan sonra sağlık durumu kötüleşen imparator, gruplar halinde birbirlerine karşı entrikalar çeviren yakın çevresine bağımlı bir biçimde yaşamını sürdürmeye başladı. 1863'te otoriter eğilimli Eugène Rouher başbakan oldu. Buna karşılık Napoléon, demokratik bir Bonaparte'çılık yanlısı olan amcası Jérôme Bonaparte'ın yardımıyla işçileri kazanmayı denedi.

rn1861'de Avusturya arşidükü Maximilian'ı Meksika imparatoru olarak önerdiği Latin Amerika serüvenine girişti (Meksika'ya Fransız müdahalesi). Kurulacak And Krallığı'yla Amerika Birleşik Devletleri'nin Latin Amerika üzerinde artan etkisini dizginlemeyi umuyordu. Ama ABD, İç Savaş biter bitmez Fransa'yı çekilmeye zorladı. 1863'te Avrupa'da büyük devletler, III. Napoléon'un Avrupa'nın yeniden düzenlenmesine ilişkin bir konferans düzenleme önerisini reddettiler.

rnEsir Düşmesi, Sürgünü ve Ölümü

rn1864'te Danimarka'yı, 1866'da da Avusturya'yı yenerek Avrupa'daki güç dengesini değiştiren Bismarck yönetimindeki Prusya, Fransa için ciddi bir tehdit durumuna gelmişti. 2 Temmuz 1870'te Prusya kralının akrabası olan bir Hohenzollern prensinin İspanya tahtına aday olduğu duyuldu. Paris bunu, Prusya'nın Fransa nüfuz alanına bir müdahalesi ve ülke güvenliğine yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi. III. Napoléon çok sevdiği gizli diplomasi yollarını kullanarak, Hohenzollern prensinin adaylıktan vazgeçmesinde önemli rol oynadı. Ama savaş yanlılarının etkisinde kalarak, Hohenzollern prensinin adaylığının bir daha asla gündeme gelmemesini talep ederek Prusya'yı küçük düşürmeye çalıştı. Sonunda 19 Temmuz'da savaş patlak verdi. Ancak ileriyi görmeden girişilen Fransız-Alman Savaşı felaketle sonuçlandı; Sedan Muharebesi'nde hantal Fransız ordusunu yenilgiye uğratan Prusya kuvvetleri, hasta imparatorun birlikleri arasında can verme arzusuna erişmesine izin vermeyerek 2 Eylül'de onu teslim aldılar ve Fransa içlerine ilerlemeye başladı. Yenilgi haberinin Paris'e ulaşması üzerine 4 Eylül'de kansız gösteriler arasında imparator tahttan indirildi ve cumhuriyet ilan edildi. 1864'te Danimarka'yı, rn1866'da da Avusturya'yı yenerek Avrupa'daki güç dengesini değiştiren Bismarck yönetimindeki Prusya, Fransa için ciddi bir tehdit durumuna gelmişti. 2 Temmuz 1870'te Prusya kralının akrabası olan bir Hohenzollern prensinin İspanya tahtına aday olduğu duyuldu. Paris bunu, Prusya'nın Fransa nüfuz alanına bir müdahalesi ve ülke güvenliğine yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi. III. Napoléon çok sevdiği gizli diplomasi yollarını kullanarak, Hohenzollern prensinin adaylıktan vazgeçmesinde önemli rol oynadı. Ama savaş yanlılarının etkisinde kalarak, Hohenzollern prensinin adaylığının bir daha asla gündeme gelmemesini talep ederek Prusya'yı küçük düşürmeye çalıştı. Sonunda 19 Temmuz'da savaş patlak verdi. Ancak ileriyi görmeden girişilen Fransız-Alman Savaşı felaketle sonuçlandı; Sedan Muharebesi'nde hantal Fransız ordusunu yenilgiye uğratan Prusya kuvvetleri, hasta imparatorun birlikleri arasında can verme arzusuna erişmesine izin vermeyerek 2 Eylül'de onu teslim aldılar ve Fransa içlerine ilerlemeye başladı. Yenilgi haberinin Paris'e ulaşması üzerine 4 Eylül'de kansız gösteriler arasında imparator tahttan indirildi ve cumhuriyet ilan edildi.rn

Almanlar tarafından serbest bırakılan Napoléon İngiltere'ye gitti. Orada teknolojik ve toplumsal sorunları inceledi, çeşitli yayınlarla siyasi çizgisini savundu, hatta yeniden tahta çıkmak için Fransa'ya dönmeyi bile düşündü. Geçirdiği bir ameliyattan sonra öldü. Chislehurst'deki Katolik Kilisesi'nde defnedildi. 1879'da Britanya ordusunda, Güney Afrika'da Zululara karşı savaşan oğlunun ölmesinden sonra karısı Eugénie ikisinin anısına bir manastır ve şapel yaptırdı. İkisinin cenazesi 1888'de buraya taşındı. 1920'de ölen Eugénie de ikilinin yanına defnedildi.