Anasayfa /  Foto Galeri

Tarihte 8 Ekim

Tarihte 8 Ekim - Sayfa 1

8 Ekim, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 281. (artık yıllarda 282.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 84 gün vardır.

Tarihte 8 Ekim - Sayfa 2

451 - Hristiyanlıktaki önemli doktriner ayrılıkların tartışıldığı "Konsil"lerin 4.sü Kalkedon (Kadıköy) Konsili toplandı.

Kalkedon Konsili veya Kadıköy Konsili, 451 yılında 8 Ekim’de başlayıp 1 Kasım’da sonlanmış ekümenik konsildir. Kalkedon bugün İstanbul şehri içerisinde kalan Kadıköy ilçesinin merkezidir.

rnBatı Ortodoksları, Roma Katolikleri ile birçok diğer batı hristiyanlarının 4. ekümenik konsili olarak kabul edilir. Konsilde Eutyches’in monofizitizm doktrini reddedilmiş ve İsa’nın hem tam anlamıyla insan hem de tam anlamıyla ilâh olduğu tanımlamasını yapan "Kalkedon Amentüsü" ortaya atılmıştır.

1. İsa'da hem insani hem de tanrısal özellikler bulunmaktadır, bu özellikler Meryem İsa'yı doğurmadan önce de bulunmaktaydı. İsa tanrı olarak Baba ile aynı özden, insan olarak da günahlar hariç insanlarla aynı özdendir. Dolayısıyla Meryem sadece insan olan İsa'nın değil, tanrı olan İsa'nın da anasıdır ve ona tanrı anası anlamına gelen Theotokos denilmelidir.rn

2.Bu farklı doğalar birleşmeden sonra hiçbir şekilde değişime uğramayıp kendi özelliklerini muhafaza etmişlerdir.

3. Çarmıhta acı çeken İsa'nın sadece insani doğasıdır, bu acı tanrısal doğaya dokunmamıştır.

4. Aslında diofizit görüşe yakın olan bu karara itiraz eden monofizit piskoposlar kendi bağımsız kiliselerini kurmuşlardır.

Tarihte 8 Ekim - Sayfa 3

1480 - Moskova büyük prensi III. İvan, Uğra Çarpışması'nı kazanarak ülkesini Altın Orda (Tatar) egemenliğinden kurtardı.

İvan Vasilyeviç, lakabı Büyük İvan, (Rusça: Иван Великий İvan Veliki) (22 Ocak 1440, Moskova - 27 Ekim 1505, Moskova), 1462-1505 arasında Moskova büyük prensi. Rus topraklarının önemli bölümünü yönetimi altında toplamış, Ukrayna'nın bir bölümünü Polonya-Litvanya'dan geri almış, Altın Orda Devleti'nin egemenliğinden kurtularak merkezi bir Rus devletinin temellerini atmıştır. Rusya tarihindeki en uzun süre tahtta kalan hükümdarlardan biridir.

15. yüzyılda Altın Orda yönetimi imparatorluğun büyük bölümünde denetimi yitirmiş durumdaydı. Bu yüzyılın ikinci yarısı aynı zamanda Rus yayılmacılığının temellerinin atıldığı dönemdir. Moskova prensi III. İvan Altın Orda'ya vergi ödemiyor ve Altın Orda'nın Moskova Prensliği üzerindeki egemenliğini kabul etmiyordu. Altın Orda Hanı Ahmed 1480'de bir orduyla Moskova'nın 240 km güneybatısındaki Uğra Nehrine hareket etti ve burada Litvanyalı müttefiklerini bekledi. Moskova ordusuysa nehrin öbür yakasında mevzilendi. İki ordu karşı karşıya gelmekle birlikte savaşmadı. Litvanyalılar görünmeyince ve Ahmed Han, saray yakınındaki ana kampının İvan'ın müttefiklerinin saldırısına uğradığını öğrenince ordusunu geri çekti. Moskova ordusu da geri döndü. Muharebesiz geçen bu sefer sonucunda Moskova Knezliği, Altın Orda boyundurluğundan tamamen kurtulmuştu.rn

Olay askeri olarak pek önemli olmadığı halde Moskovalı vakanüvisler bu olaya ilişkin abartılı öyküler kaleme aldılar. Böylece Moskova'nın Uğra Nehrinde büyük bir zafer kazandığı ve Tatar egemenliğinden kurtulduğu biçiminde bir kanı oluştu.

Ruslar diğer Tatar hanlıklarına 16. yüzyılın ortalarına kadar vergi ödemeye devam etseler de, Altın Orda'nın Rusya üzerindeki hâkimiyeti Uğra karşılaşmasıyla sona ermiş oldu. Ahmed’in ölümünden sonra ise oğulları taht mücadelesine başladılar ve Altın Orda bir darbe daha almış oldu. Neticede 1502 yılında Kırım ve Nogay birlikleri Mayıs 1502'de Altın Orda'ya son darbeyi vurdular ve Altın Orda tarih sahnesinden çekildi.

Tarihte 8 Ekim - Sayfa 4

8 Ekim 1690 - Belgrad, II. Süleyman tarafından iki yıllık aranın ardından geri alınarak, yeniden Osmanlı egemenliğine girdi.

29 Ağustos 1521 tarihinde kent Osmanlı Padişahı I. Süleyman önderliğindeki Osmanlı kuvvetleri tarafından fethedildi. Şehir bu vesileyle yerle bir oldu ve neredeyse bütün Ortodoks Hristiyan nüfus İstanbul'a, bugün Belgrad ormanları olarak bilinen bölgeye gönderildi. Belgrad bu dönemde Osmanlı Avrupası'nda İstanbul ile birlikte 100.000 nüfusu aşan 2 şehirden biriydi ve bir sancak hâline getirildi.Türk hâkimiyetiyle birlikte Osmanlı mimarisi bölgede ilk eserlerini vermeye başladı, birçok cami inşa edildi ve şehirdeki oryantal etki güçlendirildi.1594'teki Banat İsyanı Türkler tarafından bastırıldı.Sadrazam Koca Sinan Paşa Vračar Yaylası'ndaki Aziz Sava'nın kalıntılarının ateşe verilmesini emretti ve 20. yüzyılda Aziz Sava Katedrali bunu anmak için inşa edildi.

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu prensleri II. Maximilian, Savoy Prensi Eugen ve mareşal Baron Ernst Gideon von Laudon önderliğinde Habsburg Monarşisi tarafından 1688–1690, 1717–1739, 1789–1791 yılları arasında 3 kez işgal edildi ve her seferinde Osmanlılar tarafından geri alındı. Bu dönem boyunca kent iki büyük göç dalgasından etkilendi. Patrik önderliğindeki yüz binlerce Sırp, Avusturyalılar ile birlikte Habsburg İmparatorluğu sınırları içine çekilerek bugünkü Vojvodina ve Slavonya topraklarına göçtüler.