Tevrat cinayetinde Adnan Oktar'ın parmağı mı var?
Antalya'da 2016 yılında el yazması Tevrat'ı satmaya çalışırken öldürülen Murat Ünal'ın ailesi, davanın Adnan Oktar davasıyla birleştirilmesini istiyor.
Abone olAntalya’nın Manavgat ilçesinde 2016 yılının Kasım ayında
kaybolup 2 ay sonra cesedi bulunan Murat Ünal’ın ailesi cinayetin
arkasında Adnan Oktar’ın bulunduğunu ileri sürdü. Ünal’ın bin 400
yıllık el yazması Tevrat’ı satmaya çalışırken öldürüldüğünü iddia
eden aile, davanın Oktar davasıyla birleştirilmesini
istiyor.
Kamuoyunda Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik
başlatılan operasyonlar tüm hızıyla sürerken, 2013 yılında zaman
aşımından düşen dosyadaki bir gizli tanığın ifadelerinin basında
yer bulması, Manavgat’ta cinayete kurban giden Murat Ünal’ın
ailesini harekete geçirdi.
Gizli tanığın ifadesinde "Adnan Hoca bize bir gün Orta Doğu’ya
hakim olunacağını, Antalya bölgesinden Tevrat’ın en eski halinin
çıkacağını, bunun da bizim kutsal kitabımız ile aynı olacağını
söylüyordu" şeklindeki sözlerini Murat Ünal cinayetiyle bağdaştıran
abla Ümmü Ünal "Kardeşim Tevrat için öldürüldü. Bu cinayetin
azmettiricisi İsrail Hükümeti ve onun Türkiye’deki kolu Adnan
Oktar’dır" dedi.
Gizli tanık ifadesi aileyi harekete geçirdi
Adnan Oktar davasında 2013 yılında bir gizli tanığın vermiş olduğu
ifadeyi dün okuduğunu belirten abla Ümmü Ünal "Okuyunca gerçekten
şok oldum. Çünkü daha 2013 yılında ciddi anlamda Antalya da bir
Tevrat çıkacağından bu Tevrat’ın bizim kutsal kitabımız olan
Kuran-ı Kerim’e çok uyumlu olduğundan bahsediyor olması ilginç.
Bundan 3 yıl sonra benim kardeşim çok çok eski olduğu söylenen bir
Tevrat yüzünden öldürüldü. Bunu bütün kamuoyu biliyor. Bizim de
zaten en baştan beri bu konuyla ilgili iddialarımız vardı. Benim
kardeşimin ölüm şekli göz önünde bulundurulduğu zaman hiçbir
şekilde tek bir kişinin yapabileceği bir şey olduğuna inanmadım.
Zaten kardeşimin katilleri olarak ceza alanlar da bunu yapabilecek
güçte insanlar da değil. Çok ciddi anlamda da destek aldılar. Biz
bunun bir kısmını kamuoyuyla paylaştık, bir kısmını paylaşamadık.
Ve bu nedenle iddiamın arkasındayım. Bunların ardında çok daha
güçlü bir el olduğuna inanmıştım. Zaten Adnan Oktar isimli şahıs
İsrail’in Türkiye uzantısı, İsraillilerle sonsuz muhabbeti olan,
onlardan dostlarımız arkadaşlarımız diye bahseden insandı. Bunu
herkes çok iyi biliyor. İsrail zaten Kuran-ı Kerim’e bu kadar
benzer örtüşür bir Tevrat söz konusu olduğu zaman, buna kayıtsız
kalmayacaktı. Ortada böyle bir Tevrat varken ben kardeşimin
buradaki üç beş kişi tarafından öldürüleceğine inanmam" dedi.
"Dava, Adnan Oktar davasıyla birleştirilsin"
Kardeşinin öldürülmesine ilişkin davanın Adnan Oktar’la birlikte
ele alınmasını isteyen abla Ümmü Ünal, davanın birleştirilmesi için
başvurularını yapacaklarını söyledi. Cinayetin arkasında önemli
isimlerin olduğundan hep şüphelendiklerini ama gizli tanığın
ifadesinin ortaya çıkmasına kadar Adnan Oktar’ın akıllarından
geçmediğini söyleyen Ümmü Ünal, "Başlarında daha büyük bir insan
olduğunu düşünüyordum ve bunda da hala ısrarcıyım. Tevrat’la ilgili
takibimiz de sürüyor çünkü o bizim çocuğumuzun ölüm sebebi. Ne
olmuş olursa olsun. Ortada bir Tevrat mevzusu ve bu Tevrat’ı
kovalayan birileri varsa biz onların yakasına yapışırız çünkü benim
kardeşimin katlinden onlar sorumludur. Başından beri sözümün
arkasındayım. Davanın seyri sırasında da savcının yaptığı
araştırmalarda cinayet öncesi tasarlamalara bakıldığı zaman bu
ciddi anlamda hazırlanmış planlanmış bir cinayetti. Kardeşimin
cinayetiyle bu Adnan Oktar’ın direkt olarak alakalı olduğunu
düşündüren bu röportaj ve yayınlanan yazılardan sonra artık şüphem
kalmadı. Kardeşimin cinayetinin Adnan Oktar davasıyla ilgili tekrar
göz önünde bulundurulmasını istiyorum. Çünkü şu zamana kadar, ne
kadar çok delil toplanmış da olsa bir şeyler hep eksikti. Çünkü bu
normal bir cinayet değil. Normal bir sebeple işlenmiş cinayet
değil. Ortada bir dine ait çok eski bir kutsal kitap var" diye
konuştu.
Gerekli başvuruları yapacaklarını hatırlatan Ümmü Ünal, "Bizim
canımızı yaktılar kimsenin de daha fazla canı yanmasın. Çok ciddi
destek gördüler. Bu desteğin de Adnan Oktar’dan kaynaklandığını
düşünüyorum" dedi.
"Oğlum Tevrat yüzünden katledildi"
Anne Hatice Yaka ise yapılan yanlıştan dönülmesini beklediklerini
söyleyerek "Benim çocuğumun katillerini devlet, Adnan Oktar’a
sorsun. Adnan Oktar burada kimleri kullandıysa, kaç kişiyi
kullandıysa onların hepsinin hesabı sorulsun. Benim çocuğum
Tevrat’a kurban gitti. Devlet bunu bulacak. Mahkemede evvel
birleştirdiler Tevrat’ı, sonra ayırdılar. Bu mahkeme yeniden
görülsün. Benim çocuğumun katilleri kim, azmettiricileri kim, benim
çocuğumu öldürenler kim, benim çocuğumu nasıl öldürdüler? Kah
dediler kollarını kestirdik, kah dediler karnını yardık, kah
dediler kurşunla öldürdük. Ben devletime rica ediyorum. Benim
çocuğum öldürüldü. Tevrat yoluna öldürüldü, devletim çözsün.
İsrail’in uşağı Adnan Oktar, Adnan Oktar’ın uşağı da Manavgat’taki
çeteler. Çözsün devlet. Başka hiçbir şey demiyorum. Devletim
çözecek inşallah. Ben devletime güveniyorum, sonuna kadar
güveniyorum" dedi.
Olay
Manavgat’ta 28 Kasım 2016 tarihinde H.V. adlı arkadaşıyla evden
çıkan Murat Ünal, 14 Ocak’ta Oymapınar Baraj Gölü Değirmenli
Mahallesi yakınlarındaki İshak Seydi Tepesi mevkiinde hunharca
katledilmiş olarak çobanlar tarafından bulundu. Ailesi, polise,
Murat Ünal’ın arkadaşı H.V. ile 1400 yıllık el yazması Tevrat’ı
satmaya çalıştığını ve bu nedenle cinayete kurban gitmiş
olabileceğini iddia etti.
Manavgat Emniyet Müdürlüğü ekipleri 34 yaşındaki Murat Ünal
cinayeti ile ilgili 13 şüpheliyi gözaltına aldı. Dava sürecinde
gözaltına alınan kişilerden 7’si tutuklanırken, bir önceki
duruşmada 3 sanığın daha tutuksuz yargılanmasına karar verildi. 7
tutuklu sanıkla başlayan ve son duruşmada 3 sanığın tutuksuz
yargılanmasına karar verilen davada tutuklu sanıklar son kez hakim
karşısına çıktı. Dava sonunda tutuklu sanıklardan Hicran C. ve
Harun V.’ye ağırlaştırılmış müebbet, Beytullah A.’ya müebbet,
Süleyman C.’ye 18 yıl hapis cezası verildi.