Tunç Soyer'in eşinden TRHaberler'e özel açıklama
TRHaberler İzmir yazarı Salim Yılmaz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in eşi Neptün Soyer ile koronavirüs konusu hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.
Abone olTRHaberler ÖZEL | Covid-19 Krizinin gerek içinde yaşadığımız günlerde ve gerekse sonrasında tarımda ciddi sonuçlar doğuracağı kaygısı var. Öyle ki; kimi uzmanlar ‘’ Kıtlık ‘’ olasılığını dahi gündeme getirir oldular. İzmir Büyükşehir Belediye BaşkanıTunç Soyer , son yerel seçimler öncesindeki mitinglerinde tarım konusunu hep gündemde tuttu. Eşi Sayın Neptün Soyer de bu konuda etkin çalışmalar yapıyor. Neptün Soyer, İzmir Tarımsal Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği’nin ilk kadın yönetim kurulu başkanı.
TRHaberler Yazarı Salim Yılmaz, Neptün Soyer ile gündeme ilişkin bir söyleşi gerçekleştirdi.
İŞTE O SÖYLEŞİ:
SALİM YILMAZ : Merhaba Neptün Hanım. Korona günlerinde sizin gündeminiz nasıl, neler yapıyorsunuz?
NEPTÜN SOYER : Merhaba. Korona günlerini tabii ki evde kalarak geçirmeye gayret ediyorum.Ama yeri geldiği zaman ben de Tunç Başkan gibi gönüllülerle alanda çalışmak için çıkıyorum. Çeşitli görüşmelerimiz oluyor elbette. Bunları online telefon üzerinden yapıyoruz. Evde kalmaya özen göstermemiz gerekiyor. Sonuçta hastanede kalmaktansa hergün evimde uyuyup uyanmak güzel. O yüzden bir şikayetimyok.
SY : 1971 yılında kurulan Köy Koop’un ilk kadın başkanısınız. Tarımın ne denli önemli olduğu bu günlerde bir kez daha ortaya çıktı. Faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
NS : Hedefimiz ortaklarımızın ürünlerinin değerinde pazarlanması, daha iyi üretim için projeler geliştirilmesi. Bunu gerçekleştirmeye çalışırken bir arada olmayı çok önemsiyoruz. Köy köy dolaşıp biz onların yanına gidiyoruz. Tarımın daha iyi yapılması, köylerin daha fazla refaha ulaşması için çabalıyoruz. Köylü üretirse, kırsalda hayat standartıyükselirse kentlinin sofrası da zenginleşecektir.
SY : Konusunda uzman isimler ‘’ Kıtlık ‘’ uyarısı yapmaya başladılar. Sizce de durum bu kadar vahim mi?
NS : Tarım milli ekonomimizin en önemli kaynağı. Bunun içinden çıkmaya çalıştığımız kriz günlerinde anlaşılması üzücü. İyi düşünmeye çalışıyorum. Hastalık ortaya çıktığında herkes öncelikle gıdanın peşine düştü. Biz de ‘ Tarladan Sofraya ‘ hikayesinde hem tarlada ürünün iyi yetiştirilmesi ve para etmesi hem de sofraya geldiğinde tüketicinin güvenilir gıdaya ulaşmış olduğunu düşünmesini sağlama konusunda çalışıyoruz. Tarımda en az yirmi beş yıllık bir perspektifin oluşturulması lazım. Önemli olan gelir geçer çözümler yerine ayağımızı yere sağlam basmak olmalı. Kıtlık konusuna gelince.. Anadolu’nun bereketli topraklarının bize kıtlık yaşatacağını sanmıyorum. Elele verip çalışırsak, örgütlenerek üretime devam edersek, girdi fiyatlarına çare bulursak bu memleketin kapıları kapansa da kıtlık yaşamayız. Biz bize yeteriz; ben de öyle diyorum.
SY : İzmir’in enfekte hasta sayısında İstanbul’un hemen ardından gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
NS : Nüfusa oranlı baktığımızda İstanbul’un hemen arkasında değil, daha aşağılarda. Ama; az değil tabii ki. İzmir’de de hem yerelde hem devlet olarak tedbirler alındı, alınıyor. Üstesinden geleceğiz. Halkımız bilinçli. Dayanışma ve gönüllülük esasıyla çalışıyoruz. Ülkemiz ve İzmir bunu atlatacak.
SY : Sürecin normale dönmesi konusunda bir öngörünüz var mı?
NS : Açıkçası bu soru sağlıkçıların, ekonomistlerin, psikologların, sosyologların alanına giriyor. Öngörüm değil de temennim olabilir. Halk olarak üzerimize düşenleri eksiksiz yerine getirmemiz gerekiyor. Sokağa çıkılmayacaksa çıkmayacağız. Ekonomik olarak birbirimize destek olacağız. Birileri maddi olarak dardaysa onlara el vereceğiz ve hep birlikte bunun üstesinden geleceğiz.
SY : Son olarak İzmirlilere mesajınız nedir?
NS : İzmir tarihin her döneminde dayanışmayı çok iyi yapabilen bir şehir. Biz bir arada yaşama kültürü olan insanlarız. Bu anlamda yerel hizmetlerde; yaşanacak sorunların önceden öngörülerek önlemlerin bir çok şehirden önce alındığını belirtmek isterim. Dezenfekte çalışmalarına martın ilk haftasından itibaren başlandı ve arttırılarak devam ediliyor. Demem o ki; bu günler geçecek. Dayanışarak atlacağız.
SY : Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Neptün Hanım.
NS : Ben teşekkür ederim. Sağlıklı günler diliyorum.
Kaynak: TRHaberler.com