Uzman Klinik Psikolog uyardı: 'Kanlı Para' oyunu sadece fiziksel değil, duygusal yara da açıyor
Uzmanlar aileleri ve öğretmenleri bu oyuna karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı. Ceza alan kişinin eline fırlatılan ve can yakması için çevresi özellikle testere gibi yontulan madeni paralarla oynanan ‘kanlı para’ oyunu, çocukların kendi aralarında kutuplaşmasına da neden oluyor.
Abone olUzman Klinik Psikolog uyardı: 'Kanlı Para' oyunu sadece fiziksel değil, duygusal yara da açıyor
Çocukların olabildiğince bu oyundan uzak tutulması gerektiğini belirten Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, “Kendi aralarında bir kutuplaşmaya neden olan bu tür oyunlar çocukların içsel dünyalarında ne yazık ki derin yaralar açabiliyor.” dedi.
Önce çeşitli sosyal medya platformlarında ortaya çıkan ardından okullarda hızla yayılan ve gençler arasında popülerlik kazanan ‘kanlı para’ oyunu, neden bu kadar ilgi gördü?
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, gençler arasında hızla yaygınlaşan ‘kanlı para’ adlı oyunu değerlendirdi.
Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, son zamanlarda karşımıza sıklıkla çıkan Tik Tok videolarındaki kanlı para oyununun aslında çocukların parayı havaya fırlattıktan sonra ellerinin tersiyle tutup üç kere kanlı para dedikten sonra hızlı ve sert bir şekilde yumruk atmasıyla oynandığını kaydederek, şunları dile getirdi:
“Eğer çocuk parayı düşürürse de cezalandırılıyor. Bu cezalandırma noktasında birbirlerine acımazsızca cezalar verebiliyorlar. Bu oyunun popüler olmasının nedeni aslında bir güç gösterisi haline gelmesi. Hem de ‘kim kaç kere yapabilecek, kaç kere başarılı olabilecek’ şeklinde birbirlerine meydan okuma içermesi. Ceza verme noktasında da birbirlerini etkileyebiliyorlar.”
Hem psikolojik hem fiziksel sağlık üzerinde etkileri var
Oyun her oynandığında cezaların daha şiddetli bir şekilde karşılarına çıkabildiğini ya da birbirlerini daha fazla zarar görmesi noktasında destekleyebildiklerini de ifade eden Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, şöyle devam etti:
“Kanlı para oyununun, oynayan gençlerin hem psikolojik hem fiziksel sağlıkları üzerinde etkileri oluyor. Bu etkilerden bahsedecek olursak, aslında en büyük psikolojik etkilerinden birinin birbirlerine üstün olma çabası olduğunu görüyoruz. ‘Kim kazanacak?’, ‘Ben daha güçlüyüm’, ‘Sen bunu başaramıyorsun’, ‘Sen başarısızsın’ şeklinde yaklaşımlarla üzerine gidiyorlar. Kim daha başarılı olursa o daha güçlü şekilde ilerleyebiliyorlar.
Bazı oyunlarda oyun liderleri olabiliyor. ‘Oyunun en güçlüsü’, ‘oyunun kralı’ şeklinde birbirlerine ifadelerde bulunabiliyorlar. Başarısız olan ise gerçekten dışlanma noktasında ya da büyük zararlar görebilecek konumda olabiliyor.”
Oyun ile birbirlerini damgalıyor ve dışlıyorlar
Oyunun sosyal etkilerine de değinen Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, “Çocuklar bu oyunda başarısız olduklarında grubun içinde de başarısız olarak damgalanıyor. Bu damgalanma aslında dışlanmayı da beraberinde getiriyor. Gurubun içerisinden atılma, yalnızlaşma gibi bazı durumlarla çocuklar karşı karşıya kalıyor. Çocuklar buradaki güç gösterisinde kendilerini güçsüz ya da başarısız olarak atfedebiliyorlar.” diye görüşlerini dile getirdi.
Yasaklanan oyun gizli gizli oynanıyor
“Çoğu okulda yasaklanan kanlı para oyununu öğrenciler kendi aralarında gizli gizli oynama devam ediyor.” diyen Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, öğretmenlerin iyi bir gözlemci olması, bu oyunun oynanmasına izin vermemesi, anne ve babaların da çocukları fiziksel olarak da kontrol etmeleri gerektiğini anlattı.
Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, çocuklara, oyunlarda kazanma ya da kaybetmenin değil, oyunun amacının hem eğlenme hem de kendilerine bilgi katması olduğunun vurgulanması gerektiğini belirterek, bu şekilde birbirlerine zarar veren veya verebilecek olan oyunlardan uzak durmaları gerektiğinin de tekrar tekrar vurgulanmasının önemine değindi.
“Çocuklar olabildiğince bu tür oyunlardan uzak tutulmalı.” diyen Uzman Klinik Psikolog S. Aybeniz Urhan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çünkü kendi aralarında bir kutuplaşmaya neden olan bu oyunlar çocukların içsel dünyalarında ne yazık ki derin yaralara yer açabiliyor.”