Anasayfa /  Yerel

Vali Erin: Bu milletin sırtı yere gelmez

Vali Erin: Bu Milletin Sırtı Yere Gelmez

Abone ol
Abone ol 30 Ekim 2019 16:55

Şanlıurfa’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, akşam
gerçekleştirilen kabul töreni ile sona erdi. Bir otelde
gerçekleştirilen kabul töreninde Vali Abdullah Erin ve eşi Gülhan
Erin, misafirleri kapıda karşıladı.


Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan kabul töreninde bir konuşma
yapan Vali Erin, katılımcıları selamlayarak 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramının 96’ıncı yıl dönümü münasebetiyle gerçekleştirilen törene
teşriflerinden dolayı teşekkür etti. Cumhuriyetimizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehitleri rahmet,
minnet ve şükranla anan Vali Erin, “Bin yıldır, dünyanın en seçkin,
en gözde ve en fazla mücadelenin yürütüldüğü bir coğrafyada
yaşıyoruz. Büyük mücadeleler ve fedakarlıklar yapmak suretiyle,
hür, bağımsız ve özgür bir şekilde bu topraklarda yaşama imkanına
kavuştuk. Bunu, canları ile bizlere emanet eden kahraman
şehitlerimiz var. Dünyanın hiçbir toprak parçasında bu kadar şehit
verilen, muhafazası için bu kadar büyük fedakarlıklar yapılan bir
vatan bulunmamaktadır” dedi.


Millet olarak bin yıldır sömürgeciler, emperyalistler,
siyonistlere karşı mazlumların, mağdurların, haksızlığa
uğramışların bayraktarlığını ve mücadelesini yaptığımızı ifade eden
Vali Erin, ülkemize karşı çok yönlü saldırı, ihanet, tuzak, fitne
ve fesadın devam ettiğini söyledi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayeti ve milletimizin
kahramanlığının yanında bertaraf edilen FETÖ terör örgütünün
yanında, kırk seneden fazla süredir PKK ve diğer terör örgütleriyle
mücadelenin, tarihin tezahürü olan bir mücadele olduğunu dile
getiren Vali Erin, “Bu mücadele, bir asır önce mağlup ettiğimiz,
emperyalizmi temsil eden güçleri dize getirdiğimiz o gün bitmedi. O
günden sonra farklı yöntem ve metotlarla devam ediyor. Çok şükür,
bugün çok daha güçlüyüz. Millet olarak, Cumhurbaşkanımızla, bizi
idare eden, yönetenlerle ve zaman içerisinde milli şuura varan
milletimizle artık bu tehdit ve tehlikeleri daha iyi algılıyor,
birlikteliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya yönelen tehdit ve
tehlikeleri önceden seziyor, millet olarak birlik ve beraberlik
içerisinde aynı safta karşı koyabiliyoruz. Uzunca bir süredir bizi
bölmeye, birbirimize düşürmeye çalışan, kimler tarafından
beslendiğini bildiğimiz güçler tarafından dizayn edilen terör
örgütleri silahlı kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimizin kararlı
mücadelesi sonucu başarılı olamadı. Kürdü Türkten, Türkü Araptan,
Çerkezden, Lazdan ayırmayı başaramadılar. Tüm imkan ve silahlarını,
tüm sermayelerini kullandılar ama yapamadılar. Diğer yerlerde
başardılar. Yanı başımızdaki ülkelerin hepsini tarumar ettiler.
Milyonlarca masum insanın, kadının, çoluğun çocuğun hayatına
kıydılar. Ama açıklamalarına baktığınızda insan hayatının onlar
için hiçbir kıymetinin olduğunu çok iyi görüyoruz. Irak’ta olduğu
gibi, Suriye’de de tek dertleri, kaygıları büyük İsrail hedefini
gerçekleştirmeye yönelik adımları atmanın yanında Suriye’deki
petrol bölgelerinin korunmasını çok açık bir şekilde ifade ediyor
ve söylüyorlar. Benzer uygulamaları Türkiye Cumhuriyeti devleti
üzerinde de uygulamak suretiyle güçsüz, zayıf, ayakları üstünde
duramayacak hale getirdikten sonra büyük İsrail hedefini
gerçekleştireceklerdi. Ama bunu başaramadılar. 15 Temmuz ihanet
teşebbüsü başarılı olsaydı, bugün Allah korusun Suriye gibi, Irak
gibi paramparça olmuş, birbirine düşmüş olan bir manzara ile karşı
karşıya kalmamamız için hiçbir sebep kalmayacaktı. PKK başta olmak
üzere terör örgütlerini bugün neredeyse hareket edemeyecek hale,
katılımları da sıfır noktasına getirmiş bulunmaktayız.
Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, birlik ve beraberliğimize,
Türkiye Cumhuriyeti’nin istikbaline kasteden terör örgütleri ve
onları himaye edenlerle sadece yurt içinde değil, nerede
yuvalanırlarsa, nereye odaklanırlarsa odaklansınlar o yuvaları ve
odakları tahrip etmenin gayreti içerisindeyiz. Son bir iki yıldır
gözlerimizin içine baka baka yalan söyleyerek Suriye’de
oluşturulmaya çalışılan terör koridoru var. Bunu İŞİD ile yapmaya
çalıştılar ve bugün böyle bir örgüt yok” dedi.


Konuşmasında, emperyalistlerin amaçları için kurduğu İŞİD ve PKK
terör örgütlerinin bu milletin değerleriyle bir ilgisinin
olmadığını dile getiren Vali Erin, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve
Barış Pınarı Harekatı ile terör koridorlarının paramparça
edildiğini hatırlatan Vali Erin, bu mücadelede görev alan Türk
Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusunun şehitlerini rahmet ve
minnetle andıklarını ifade etti.


Barış Pınarı Harekatı kapsamında mücadele ederken yaralanarak
hastaneye kaldırılan bir askerle yaşadığı diyaloglardan birini
anlatan Vali Erin, “Ziyaret ettiğimiz 20’li, 25’li yaşlardaki o
kahraman askerlerimizin her birisi, ‘Sayın Valim, bir an önce
tedavimizi yapın, kardeşlerimizin yanına gidip, onlara destek
olalım’ diye yalvarıyorlar. Bunu başka bir millette, başka bir
devletin milletin çocuklarınızda görme şansınız yok. Yaralı,
bilincini kaybetmiş şekilde olan Jandarma mensubumuzun, ‘İsmail’im
nerede?’ diye sürekli tekrarladığı bir durum vardı. Birecik Devlet
Hastanesi’nde Kaymakamımızla birlikte başındaydık. İsmail baba mı,
kardeş mi diye merak edip sorduğumuzda, İsmail’in yanı başındaki
görev ve kader arkadaşı olduğunu öğrendik. Neredeyse ölüm noktasına
geldiğinde bile omuz omuza mücadele ettiği kardeşinin ismini
sayıklayabilen bir milletin sırtı Allah’ın izniyle yere gelmez”
dedi.


Barış Pınarı Harekatı nedeniyle yaralanan tüm gazilere acil
şifalar dileyen Vali Erin, şehitlerin yakınlarına da sabırlar
diledi.


Harekattan en çok etkilenen ilin Şanlıurfa olduğunu kaydeden
Vali Erin, “Şanlıurfa, milletin birlik ve beraberliği, ay yıldızlı
al bayrağımız ve kutsal değerlerimiz için rüştünü defalarca ispat
etmiş bir şehirdir” diye konuştu.


Kabul töreni, İl Müftüsü Mehmet Taştan’ın yaptığı duanın
ardından sona erdi.


Yorumlar
Çok Okunanlar