Yatağa bağımlıydı, 3 ayda hastaneden yürüyerek çıktı!
Geçmişte ‘hayal’ gibi görünen bazı tedaviler var ki, günümüzde hekimlerin tecrübesi ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeler sayesinde gerçeğe dönüşüyor; adeta mucizelere imza atılıyor. Yatağa bağımlı 60 yaşındaki Gürcistanlı hasta da Türkiye’de o ‘mucizevi’ yeniden doğuşu yaşadı! 3 ay gibi kısa bir sürede hızla ilerleme sağlayan Phridon Surmanidze ve ailesi hastaneden hep birlikte ‘yürüyerek’ tarifsiz bir mutluluk ve minnetle ülkesine döndü!
YATAĞA BAĞIMLIYDI, 3 AYDA HASTANEDEN YÜRÜYEREK ÇIKTI!
Geçmişte ‘hayal’ gibi görünen bazı tedaviler var ki, günümüzde hekimlerin tecrübesi ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeler sayesinde gerçeğe dönüşüyor; adeta mucizelere imza atılıyor. Yatağa bağımlı 60 yaşındaki Gürcistanlı hasta da Türkiye’de o ‘mucizevi’ yeniden doğuşu yaşadı! Robotik Rehabilitasyon tedavisiyle, Sanal Oyun eşliğinde sadece 3 ay gibi kısa bir sürede hızla ilerleme sağlayan Phridon Surmanidze ve ailesi hastaneden hep birlikte ‘yürüyerek’ tarifsiz bir mutluluk ve minnetle ülkesine döndü…
“Fatma ben iyi değilim” deyip bayıldı ve…
Gürcistanlı Phridon Surmanidze sekiz yıl önce evde ayaktayken eşine “Fatma ben iyi değilim” deyip bayıldı. Acil hastaneye kaldırılan 60 yaşındaki Surmanidze beyin anevrizması (beyninde kan damarının yırtılarak beyin kanamasına yol açması) teşhisiyle ameliyata alınarak sağlığına kavuştu. Ancak beş ay önce kontrole gittiğinde beyninde anevrizma tespit edildi ve acil ameliyat edilmesi gerektiği belirtilerek kapalı yöntemle ameliyat edildi. O günden sonra Surmanidze ve ailesi için kabus dolu günler başladı. Eşi Fatima Surmanidze “Ameliyat sonrası, yeni bir ameliyat yapılmazsa hastayı kaybederiz denilerek bu kez açık ameliyat gerektiği söylendi ve iki gün sonra yine ameliyat edildi. Ancak ameliyat başarısız oldu. Ameliyattan sonra bana eşimin artık konuşamadığı, sağ taraftaki kolunu ve bacağını kullanamadığı, yürüyemediği söylendi. Hekime ‘İyileşir mi?’ diye sorduğumda ‘bundan daha kötü olmaz, kalbi her an durabilir’ dedi. Bir ay boyunca hastanede yoğun bakımda kaldı ve inanılmaz derecede şiddetli ve iltihaplı yatak yaraları oluştu” diyor.
“Sen hiç korkma, burada iyileşeceğiz!”
Phridon Surmanidze yatağa bağımlı kalmasından dolayı vücudunda çok ağır şekilde iltihaplı yatak yaralarının derin acısını çekiyordu. Ailece umutlarını kaybetseler de çaresizlik içinde araştırmalar yapıp son bir umutla dört ay önce Türkiye’ye geldiler. Yapılan operasyonlarla yatak yaraları düzelmeye başlarken, Robotik Rehabilitasyon tedavisi sayesinde ayağa kalkmaya başladı ve her geçen gün sağlığı yerine geldi. Eşi Fatima Surmanidze o günleri şöyle anlatıyor: “Umutsuzluk içinde son bir umutla geldik. Burada ilk günden itibaren büyük bir sevgi, ilgi ve destek hissettik. Herkes bizimle çok ilgilendi. Eşimin de her geçen gün daha iyiye gittiğini görmek yeniden umutlanmamızı sağladı. Ben burada inandım ki kocamı iyileştireceğiz ve Gürcistan’a sağlıkla götüreceğiz. Kendisine de hiç korkmamasını, burada iyileşeceğine inancımızın ve onu buradan evimize iyileşerek götüreceğimize güvenimizin tam olduğunu söyledim.”
“Ayakkabı istediklerinde dünyalar benim oldu!”
Gürcistan’dan ambulansla gelip yanlarında kıyafet dahil hiçbir şey getirememişlerdi, ellerinde avuçlarında sadece ‘eşinin yeniden can bulmasını’ sağlayacak cılız da olsa umut kırıntıları vardı. Ancak sedyeyle girdikleri hastanede çok kısa sürede çok hızlı iyileşme sağlamalarının mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayan Fatima Surmanidze sözlerine şöyle devam ediyor: “Ben en çok ne zaman mutlu oldum biliyor musunuz? Bana hastaneden ‘ayakkabı getirin, ayakkabı giydirip yürüteceğiz’ dedikleri zaman. Ben bu olanları hiçbir zaman unutmayacağım, hastanede eşime can veren, bizimle ilgilenen, sevgi ve ilgi gösteren herkese minnettarız, bunu unutmayacağız. Eşime de ‘sen öyle bir doktorun elinde ve öyle bir hastanedesin ki seni buradan iyileşmiş olarak çıkarıp evimize götüreceğiz’ dedim. Beni anlıyordu ve mutluluğunu hissediyordum. Bu moralle daha güçlendi. Bir gün tekerlekli sandalye olmadan rehabilitasyon merkezine yürüyerek inmek istedi; içeri girdiğinde herkesin gözlerinin içine baktı ki ‘acaba güleryüzlü ve mutlu olacaklar mı?’ diye. Ve tüm ekibi güleryüzlü, mutlu olmuş görünce tamamen iyileşeceğine yönelik umutları iyice güçlendi.”