Yer: Konya, yüzlercesi var! 'Titreye titreye oturuyoruz, gitmek istesek...'
Konya'da yeraltı sularının çekilmesiyle oluşan obruk, ekili alanların yanı sıra yerleşim yerlerini de tehdit ediyor. İlçede, bugüne kadar irili- ufaklı 300'den fazla obruk meydana geldi. İnoba Mahallesi'nde yaşayan çiftçi Hasan Köroğlu, ''Obruklara alıştık artık. Yapacak bir şey yok. Ekmeğimiz burada. Zemin sağlam, diyorlar; ertesi gün çöküyor. Gitmek istesek de bu kadar insan nereye gidecek. Titreye titreye oturuyoruz." dedi.
Abone olKonya'da yeraltı sularının çekilmesiyle oluşan obruk, ekili alanların yanı sıra yerleşim yerlerini de tehdit ediyor. İlçede, bugüne kadar irili- ufaklı 300'den fazla obruk meydana geldi. İnoba Mahallesi'nde yaşayan çiftçi Hasan Köroğlu, ''Obruklara alıştık artık. Yapacak bir şey yok. Ekmeğimiz burada. Zemin sağlam, diyorlar; ertesi gün çöküyor. Gitmek istesek de bu kadar insan nereye gidecek. Titreye titreye oturuyoruz." dedi.
Yeraltı suları, karbonik asitle
zenginleşip, asit özelliği taşıyarak, kireç taşlarını eritip,
yeraltına mağaralar oluşturuyor. Zamanla mağaralardaki sular
çekiliyor. Mağaraların üzerindeki toprak örtü de kendini
taşıyamıyor. Toprak örtü, büyük gürültü ve patlamayla çöküyor.
Ağız çapları derinlere doğru genişleyen çukurlar oluşuyor. Bu
çukurlara ise 'obruk' adı veriliyor. Konya'da Tuz Gölü'nden
başlayıp, Karapınar, Çumra ve Akören ilçesine kadar uzanan bir yay
üzerinde, eriyebilir kayaçlar bulunması nedeniyle sık sık obruk
oluşuyor. Bölgede irili- ufaklı 300'ün üzerinde meydana gelen
obruk, ekili alanların yanı sıra yerleşim yerlerini de tehdit
ediyor. Bazı bölgelerde oluşan obruklar, yerleşim yerine 100- 200
metre uzaklıkta yer alıyor.
KARAPINAR'DAN TUZ GÖLÜ'NE
GİDEN GÖMÜLÜ FAY HATTI VAR
Obrukların, eriyebilir kayaçların suyla temas etmesi
durumunda meydana geldiğini belirten Jeoloji Mühendisleri Odası
Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, şunları
söyledi:
"Obruklar yeraltındaki karstik çöküntüler olarak söylenebilir. Özellikle Tuz Gölünden başlayarak güneye Karapınar'a, Çumra'ya, Akören'e kadar giden bir yay, Konya'nın il merkezinin çevresini kuşatan bölgenin tamamında bu suyla karşılaştığında eriyebilir nitelikle tabakalar bulunduran genç formasyonlar var. Bunlar asidi yüksek yağmur suyuyla ya da Karapınar bölgesindeki sönmüş volkanlardan ayrılan asidi yüksek sularla karşılaştığı zaman kolaylıkla eriyebiliyor. Karapınar'dan Tuz Gölü'ne doğru giden bir gömülü fay hattından söz ediyoruz. Bu fay hattının olduğu bölgelerde kayaçlar daha kırık olduğu için bunların olduğu bölgede su akışları kuzeye doğrudur. Dolayısıyla obrukların yoğunlaştığı bölge genellikle bu fay hattının yanında, yöresinde ya da üzerinde meydana geliyor. Su akımı da etkili. Bu doğal jeolojik faktörlerdir."
Bölgede 300'ün üzerinde obruk meydana
geldiğini ve obruğun oluşmasının engellemesinin mümkün olmadığını
belirten Arık, "Obruklar, önceden daha yüksek kotlarda meydana
geliyordu. Son yıllarda aşırı yeraltı su kullanımı ve kuraklık
şartları nedeniyle su seviyesi çekildi. Su- kayaç etkileşimi olduğu
noktalar daha düşük kotlara geldi. Günümüzde yerleşim alanlarında,
tarlalarımızda, küçük yerleşim birimlerinde obruklar olmaya devam
ediyor. Sadece geçtiğimiz yıl 9 civarında obruk meydana geldi.
Bütün bölgeye baktığımız zaman Çumra'dan Tuz Gölü'ne kadar olduğu
bölgede 300 civarında obruk vardı. Geçen yıl 300'ü aşmış olduk"
diye konuştu.
Bu yıl tarım sezonunun yeni başladığını ve beraberinde yeni
obrukların da oluşmaya başladığını kaydeden Arık, "Obruğun
oluşmasını durdurmak, şu an için mümkün değil. Onu tetikleyen
faktörleri biraz daha kontrol altında tutabiliriz. Bu da yeraltı su
seviyesini yükseltecek tedbirler olmalı ki en azından yerleşim
alanlarından biraz daha uzakta olsun" dedi.
'GİTMEK İSTESEK BU KADAR HALK
NEREYE GİDECEK'
İnoba Mahallesi'nde yaşayan çiftçi Hasan Köroğlu, "Obruklara
alıştık artık. Yapacak bir şey yok. Ekmeğimiz burada. Zemin sağlam,
diyorlar; ertesi gün çöküyor. Gitmek istesek de bu kadar insan
nereye gidecek. Titreye titreye oturuyoruz." diye konuştu.
Aynı mahallede oturan çiftçi Orhan Gümüş de obruk oluşumunu
kabullendiklerini dile getirerek, "Obruk ile evlerimizin mesafesi
yaklaşık 100 ile 200 metre kadar. İlk zamanlar biraz tedirgin
oluyorduk; ama insan sonradan alışıyor. Yanından gelip, geçiyoruz.
Düşme ihtimalimiz olsa da artık pek kaygılanmıyoruz. Hatta olmadığı
zaman obruk oluşmamış, diyoruz. Yetkililerin de yapacağı bir şey
yok. Yeraltı suları çekiliyor, bunlar oluyor. Bunu kabullendik"
dedi.