YETERKİ MORALİNİZ OLSUN!

Canınız mı sıkkın? Moraliniz mi bozuk? Ya da yorgun ve sinirli misiniz?

Peki, ama neden?

Önce bir sakinleşmeye ne dersiniz?

Duygusal ve zihinsel yorgunluklarımızın ve moralimizdeki ani iniş çıkışların aslında birer sebebi var. Bunlar çoğunlukla da hayat kalitemizi etkileyen aşırı fiziksel yüklenmelerinin sonuçları. Bu sebeple biz aşırı stres altındayken, önceliklerimizi belirleyemediğimiz zamanlarda veya sosyal ya da kişisel hayatımızın çok yorucu olduğu anlarda yüksek moral sahibi olabilmemiz hiç kolay olmaz.

İşte böylesi zamanlarda moralimizi bozmak, sinirlenip canımızı sıkmak ya da ilerlediğimiz yolda (veya hedefimize ulaşmak için) mücadele etmekten vazgeçmek yerine önce bir sakinleşip kendimizi dinlemeye ne dersiniz?

Bunun için en önce iç huzurumuza kavuşarak dinginleşmeli ve bu yolda ilerlemek için birtakım yollar belirlemeliyiz kendimize.

Her şey bir tarafa önemli olan; kendimizi ne kadar önemsiyor olduğumuz ve değerli gördüğümüzdür aslında  hayatta. Hem kendimizi ne kadar önemser ve değerli görürsek, o ölçüde moral ve motivasyonumuz yerinde olur.

Unutmayalım ki moral ve motivasyon; huzur, mutluluk ve başarıya ulaşmamızın her zaman ilk adımı. Bu sebeple ki yaşadığımız olumsuzluklar ne olursa olsun, her şeyiyle bizi teslim almasına müsaade etmemeliyiz.

Ve şunu da aklımızdan çıkarmamalıyız ki; olumsuzluklar, kaybedişler, başarı ve başarısızlıklar, acı ve tatlı her türlü hadiseler hep olacak hayatımızda. Çünkü bizler insanız. İnsan eksiklerinin bütünüyle insandır. Ve bu hep de böyle olacak.

Bir yanımız yaprak dökerken, bir yanımız ise güllük gülistanlık olacaktır çoğu zaman. Ancak ne yaşarsak yaşayalım bir şekilde doğrulup ayağa kalkabilmeyi becermeliyiz bu hayat içerisinde.

Moral ve hevesimizin darmaduman olmasına hiçbir şekilde fırsat vermemeliyiz.

Ve yine bilmeliyiz ki; böylesi zamanlar, çoğunlukla bir sınava tabî tutulduğumuz anlar olmaktadır. Çoğu kez farkında olmadığımız...

Böylesi zamanlar, moraller de şiddetli saldırılara maruz kalır. İşte bu tarz saldırılara, zihnen de olsa önceden hazırlıklı olmalıyız.

Ayrıca günlük küçük değişiklikler yaparak beynimizin kimyasını geliştirip, onun perspektifini değiştirmeliyiz. Lakin şunu da unutmamalıyız ki; yüksek başarı ve performanslar ile hem kişisel gelişimimizdeki hem de üretkenliğimizdeki artışlar, moralimizle doğrudan doğruya birbirine bağlı olmaktadır.

Bu sebeple ‘moralimize’ gereken ilgi, alaka ve bağlılığı göstermediğimizde, farkına varmadan kendi çabalarımızı bile sabote etmiş oluruz. Bu da bizim ilerlemelerimizin önünde birtakım büyük barikatlar kurar. Çeşitli engeller ve engellemeler oluşturur. Bunlarla kararlı bir biçimde yüzleşebilir veya akıllıca manevralar yaparak baş edebiliriz.

Yeter ki kendimize inanalım. Yeteneklerimizin farkında olalım. Mütevazi ama makul bir güven olmadan, kendi güçlerimizle başarılı veya mutlu olamayınız.

Yeter ki moralimiz yerinde olsun. Gerisi peşi sıra gelir...

 


Rahime SÖNMEZ ŞEN

Yorumlar