Yrd. Doç. Dr. Sökmen: “Literatür çalışmalarına baktığımızda dünyada ve Anadolu’da böyle bir yapı örneğine rastlamadık”
Çorum’da bulunan ve dünyada başka bir örneğine rastlanılmayan Helenistik dönemine ait antik Örükaya Barajı’nın gün yüzüne çıkarılması için arkeolojik kazı çalışması başlatıldı.
Abone olÇorum’da bulunan ve dünyada başka bir örneğine rastlanılmayan Helenistik dönemine ait antik Örükaya Barajı’nın gün yüzüne çıkarılması için arkeolojik kazı çalışması başlatıldı.
Alaca ilçesine bağlı Örükaya köyünde bulunan ve geçmişi günümüzden yaklaşık 2 bin yıl öncesine uzanan antik su bendinin turizme kazandırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile “Örükaya Arkeolojik Araştırma Projesi” kapsamında Çorum Valiliği, Çorum Müzesi Müdürlüğü ve Hitit Üniversitesi işbirliğinde başlatılan kazı çalışmaları aralıksız sürüyor.
Örükaya kazıları, Hitit Üniversitesi himayesinde gerçekleştirilen ilk arkeolojik kazı ve araştırma projesi olmasının yanı sıra Çorum’un kültür mirası zenginliğine bir yenisinin eklenmesi noktasında üstlendiği rolle de önem arz ediyor.
Demir Çağı’nı takiben Orta Karadeniz Bölgesi’nde Helenistik kültürü benimsemiş yerel bir krallık olan Mithradatlar’ın hakimiyet dönemi ve sonrasındaki Roma döneminin yönetsel süreçleri hakkında oldukça az arkeolojik veri bulunurken, Örükaya yerleşimi ve baraj bendinin tespiti bölgenin Demir Çağı, Helenistik ve Roma dönemi tarih ve arkeolojisine önemli katkılar sağlayacak.
Antik su bendinin sahip olduğu özellikler Anadolu’da bulunan diğer tarihi barajlarda bulunmuyor. İki ana kaya bloğunun arasının bosajlı kesme taşlarla inşa edilen bendin görkemli bir görünümü buluyor. Bu yapı, bilinen baraj sistemlerinden farklı olarak bendin ortasında yer alan kemerli su tahliye bölümüyle bir çeşme binası olarak da kullanılmış gibi görünüyor. Gerçekleştirilen kazılar sonucunda, bent yapısının inşa sürecine ışık tutacak bilgiler elde edilmeye başlanırken, yerleşim alanında yürütülen çalışmalarda ise kültürel tabakalanmaya ışık tutacak bilgiler elde edildi.
Alacahöyük, Şapinuva ve Hattuşa destinasyonunda yeni bir ziyaret noktası olarak turizme kazandırılması hedeflenen antik bent ve yerleşimin arkeopark olarak düzenlenmesi planlanıyor.
Çorum Valisi Necmeddin Kılıç ve Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Örükaya köyünü ziyaret ederek tarihi barajın bulunduğu alanda incelemelerde bulundu. İncelemeler sırasında Müze Müdürü Dr. Önder İpek ve Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Örükaya Arkeolojik Araştırma Projesi Bilimsel Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Emine Sökmen, antik baraj ve bölgedeki kazı çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
Hitit üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Hitit uygarlığının bulunduğu topraklarda ortak olarak yer alsak da üniversite olarak ilk kazı çalışmasını yaptıklarını söyledi. Örükaya’daki kazı çalışmalarının heyecana neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Reha Metin Alkan, “Güzel bir çalışma. Burasının turizme kazandırılacak akademik pek çok bulguya ulaşılacak güzel bir alan olduğunu düşünüyorum. Arkeoloji bölümümüz için gerçek bir hazineye ulaştığımızı düşünüyorum. Bize olan güvene ve bu güveni boşa çıkartmadığı için arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bir sonraki gelişimizde daha güzel bir ortamla karşılaşacağız” dedi.
“Burada bir tarih hazinesi çıkacak, bu hazine Roma’daki tarihi eserlerle yarışacak”
Çorum Valisi Necmettin Kılıç ise Örükaya’da bir tarih hazinesinin çıkacağını belirterek, “Bu tarih hazinesi Roma ve Roma’daki tarihi eserlerle yarışacak ve hatta onların çok üstünde, ötesinde bir hazine olduğu görülecek” diye konuştu.
Antik Örükaya barajındaki kazı çalışmaları için 2 ay önce bölgede çalışma başlatıldığını hatırlatan Vali Necmettin Kılıç, “2 ay sonra gelinen nokta heyecan verici. Anadolu’nun medeniyetler beşiği ilkesinden hareketle Anadolu’nun da medeniyet merkezi olan Çorum’un tarihi kıymetlerinin gün ışığına çıkarılması açısından burayı önemseniyoruz. Burada gördüğümüz tablo bize heyecan verdi. Eğer düşündüklerimizi burada bulabilirsek, tahmin edilen tarihi hazineyi açığa çıkarabilirsek, tarihi hazine Çorum’un güncel tarihi hazinesi haline gelebilir. Burası bir darphane haline gelebilir. Burası yüz binlerce turisti ağırlayan, gelen yüz binlerce turistin bıraktığı katma değeri ilin ekonomisinin hayrına döndürebilen bir çalışma haline gelebilir” şeklinde konuştu.
Bölgede yaşanan tahribata da dikkat çeken Vali Kılıç, “Tahrip edilmiş bir coğrafya var. 30-40 yıl önce yeni baraj yapılırken o barajın atıklarının tarihi vadiye dökülmesi inanılmaz bir hata. Akademisyenlerimizin, müzemizin talepleri doğrultusunda buraya kuvvetli bir ekip ile gireceğiz. Akademik kontrol çerçevesinde buradaki atıklar temizlenecek. Burada bir tarih hazinesi çıkacak. Bu tarih hazinesi Roma ve Roma’daki tarihi eserlerle yarışacak ve hatta onların çok üstünde, ötesinde bir hazine olduğu görülecek. Barajdan su bırakarak alanı doldurup buradan su tahliye kanalından suyu bir havuza bırakmak, şelale ile suyun indiğini görmek, dereden suyun gittiğini görmek ve o dereyi çalışır hale getirdikten sonra bölgede arkeopark yapılmasına yönelik çalışmalar yapılacak. Çorum’un zenginliğine bir zenginlik daha katacak. Çorum’u uluslararası arenada daha fazla tanınır hale getirir. Çok önemli bir keşifle karşı karşıyayız. Elimizin altında bir hazine var. Ve bu hazine Çorum’un yarınlarını hayırla, iyilikle, güzellikle etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
Örükaya’daki çalışmaları Çorum’un turist hedefine imkan sağlayacak bir çalışma olarak niteleyen Vali Kılıç, “Burada verilen emek insanlığın, insanoğlunun kadim medeniyetlerini ortaya çıkararak bugüne taşıyacak bir çalışma. Geçmiş medeniyetlerin geldiği seviyeyi bize anlatan bir çalışma Çorum’un zenginliklerini, potansiyelini açığa çıkaracak bir çalışma. Çorum’un yarınlarına koyduğumuz daha çok turist hedefine imkan sağlayacak bir çalışma” şeklinde konuştu.
“Dünya’da ve Anadolu’da böyle bir yapıya rastlamadık”
Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Örükaya Arkeolojik Araştırma Projesi Bilimsel Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Emine Sökmen, yaptıkları literatür çalışmalarında böyle bir yapıya dünyada ve Anadolu’da rastlamadıklarını söyledi. 14 gündür bölgede çalışmalar yaptıklarını dile getiren Yrd. Doç. Emine Sökmen, “Barajdaki çalışmalarda barajın tarihi ile ilgili ve inşaat süreci ile ilgili önemli bilgilere sahip olduk. Öncelikle dört basamaklı payanda ile bütün yapının desteklendiğini anladık. Ayrıca kemerde bulunan sürgü sistemiyle arkada toplanan suyun kontrollü bir şekilde salındığını anladık. Bunlar 14 günde elde ettiğimiz bilgiler. Gördüğümüz su bendi, İki kaya arasına örülmüş bir bent. Yaklaşık 16 metre yüksekliğinde. 40 metre de genişliği var. Arkada üzerinde duran derenin suyunu toplamak için yapılmış bir bent. Bu suyun toplanması buradan kontrollü şekilde salınması çok büyük bir mühendislik bilgisinin olduğunu bize gösteriyor. Bu tür yapıya Anadolu’da herhangi bir örneğine rastlamadık. Baktık literatür çalışması yaptığımızda dünyada da böyle bir örneğin olmadığını gördük. Suyu tutmak ve depolamak amacıyla kullanılmış gördüğünüz kemer yapısı ve suyun kontrolü salınımı gibi bilgileri elde ettikçe acaba burası bir çeşme binası gibi mi kullanılmış olabilir diye aklımıza geldi. Ancak bunlar şu anda farazi bilgiler. Önümüzdeki yıl içerisinde daha çok bilgiye sahip olacağız. Bu bendin ve yerleşimin tarihi ile ilgili daha çok bilgi elde edeceğiz. Bendin çekirdek kısmında bulunan harçtan dolayı ilk başta bize Roma olarak görüldü. Ancak yerleşimde herhangi bir roma bulgusuna rastlamadık. Taşların işlenme tekniğiyle Helenistik gibi gözüküyor” diye konuştu.
İncelemeler sırasında Alaca Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Arslan, Alaca Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Büküş de hazır bulundu.