Yuval Noah Harari: Yapay zeka ve biyoteknoloji, insanlığı yok edebilir!
Hayvanlardan Tanrılara Sapiens'in yazarı Yuval Noah Harari, insanlığın geleceğine dair çarpıcı öngörülerde bulundu.
Abone olHayvanlardan Tanrılara Sapiens’in yazarı Yuval Noah Harari, insanlığın geleceğine dair çarpıcı öngörülerde bulundu. Harari, “Yapay zeka ve biyoteknoloji, insanlığı yok edebilir” dedi.
İsrailli araştırmacı tarihçi Yuval Noah Harari, çağın en büyük düşünürlerinden biri olarak görülüyor. Kudüs İbrani Üniversitesi’nde çalışan Orta Çağ uzmanı, ‘Hayvanlardan Tanrılara Sapiens’ adlı kitabıyla tanınıyor. Devlet başkanları ve dünyanın en büyük şirketleri, 43 yaşındaki tarihçiden tavsiye alıyor.
euronews’ün Küresel Tartışmalar programında Gabor Kiss’in sorularını yanıtlayan Harari, günümüz sorunlarının milliyetçilikle çözülemeyeceğini, çok daha küresel düşünülmesi gerektiğini savunuyor. Yapay zeka ve biyoteknolojinin insanlığın sonunu getirebileceği endişesini de paylaşan Harari’ye göre bunun tek çözümü ise küresel işbirliği.
İşte Harari’nin euronews’e verdiği röportajdan bazı bölümler:
“Yarışı kimin kazandığının önemi yok, kaybeden insanlık olacaktır”
Gabor Kiss, euronews: Kitaplarınızda küresel zorlukların sadece işbirliği ile çözülebileceğini vurguladınız. Fakat şu anda dünya çapında işbirliği oldukça zor görünüyor. Avrupa’da sağ partiler yükselişte. Sizce milliyetçilik neden popülarite kazandı ve buna nasıl karşılık verilmeli?
Yuval Noah Harari: İnsanlar, şu anda insanlığın ulusal düzeyde çözülemeyecek üç varoluşsal tehditle karşı karşıya olduğunu anlamalı. Sorunlar sadece küresel düzeyde çözülebilir. Bu tehditler nükleer savaş, iklim değişikliği ve teknolojik bozulma, yani özellikle yapay zeka (AI) ve biyo-mühendisliğin yükselişi. Yapay zeka ve biyoteknoloji, insanlığı yok edebilir. Bununla başa çıkmanın tek yolu da küresel işbirliği. Yapay zeka ya da genetik konusunda silahlanma yarışına girersek bu, insanlığın yok olmasını garantiler. Yarışı kimin kazandığının bir önemi yok, kaybeden insanlık olacaktır.
“Yabancılardan nefret etmeyi vatanseverlik sananlar var”
euronews: İkili düşünce, milliyetçilik söz konusu olduğunda tehlikeli olabilir.
Harari: Milliyetçiliğin iyi ve kötü yanları var. İnsanlık tarihinin en olumlu gelişmelerinden biri olmasının yanı sıra tehlikeli bir tarafı da var. Milliyetçilik milyonlarca insanın hiç tanımadığı diğer yurttaşları önemsemesi ve işbirliği yapmasını sağlaması açısından olumlu. Kötü yanıysa yabancılara nefret duymak. Bence bu milliyetçiliğin özü değil. Bugün dünyanın bazı bölgelerinde gördüğünüz sorunların bir kısmı, aynı memleketten insanları, vatandaşlarını sevmek yerine yabancılardan nefret etmeye odaklanan insanlardan kaynaklanıyor. Yurttaşlarının, kardeşlerinin menfaatini düşünmeden yolsuzluk yapan, sağlık sisteminden para alan insanlara sıkça rastlayabilirsiniz. Ve onlar kendilerini çok iyi bir vatandaş, bir vatansever olarak tanıtıyor. Neden mi? Çünkü yabancılardan nefret ediyorlar.
“İnsanların dikkatini kötüye kullanabilecek teknolojileri sahibiz”
euronews: Pek çok insan güvenilir haber okumak yerine inançlarının, fikirlerinin desteklendiğini görmek istiyor. Bazı liderler ise kendilerine sorulan sorulara anlamlı cevap vermek yerine örneğin George Soros’u, Fethullah Gülen’i veya liberal görüşlü insanları günah keçisi olarak gösterirken, rasyonel tartışma yoluna nasıl geri dönebiliriz?
Harari: Bu yeni bir numara değil, her zaman böyleydi. Şimdi yeni olan şey, insanların dikkatini kötüye kullanmak ve onları ele geçirmek için bu son derece güçlü yeni teknolojilere sahip olmamız. Şu an karşı karşıya olduğumuz sorun, teknolojinin zayıf noktalarımızın üstesinden gelmesi. Şimdi zayıf yönlerinizi, nefret ettiğiniz ve korktuğunuz şeyleri tanımlayan ve bu duygu düğmelerine basarak dikkatinizi çeken güçlü teknolojilere sahibiz. Bu tehlikeli teknolojileri kontrol etme ve düzenleme nedenlerimizden biri insanları saldırıya uğramaktan, sömürülmekten, insan dikkatini istismar edilmekten korumaktır.”
“Diktatörlüklerin büyük verileri kötüye kullanmasından korkuyorum”
euronews: Orwell tarzı, yani özel hayata müdahale eden diktatörlüklerin büyük verileri kötüye kullanmasından korkmuyor musunuz?
Harari: Çok korkuyorum. Şu an teknolojinin insanlık tarihinde şimdiye dek gördüğümüz en totaliter rejimleri oluşturmayı mümkün kıldığını düşünüyorum. George Orwell’in hayal ettiğinden çok daha fazlası. Çünkü Orwell, sizi daima takip eden totaliter bir rejim hayal etti, ancak sadece dış dünyada. Ne yapıyorsunuz, nereye gidiyorsunuz, kiminle buluşuyorsunuz. Şimdi ise günün 24 saati tüm insanları, hatta bedenlerinde ne olup bittiğini dahi izleyebilecek bir teknolojiye sahibiz. Biyometrik sensörler, yapay zeka ve biyoteknoloji kombinasyonu ile. Örneğin Çin’de öğrencilerin biyometrik bilezik taktıkları okullar var. Şimdi bunu eğitim amaçlı kullandıklarını söylüyorlar. Uykunuz geldiyse, sıkıldıysanız ya da zorluk yaşıyorsanız öğretmen bunu biliyor. Ancak aynı teknoloji politik amaçlar için de kullanılabilir. 20. yüzyılda Stalin, Hitler ya da Mao ile gördüğümüz şey, günümüzde kurulmaya başlanan bu tür makinelerle karşılaştırıldığında bunların yanında bir hiç kalacaktır.”
“Zenginler yoksullardan farklı bir tür olacak”
euronews: Bir tarafta parasıyla hayatlarını bile uzatabilecek elitler, diğer tarafta ise işe yaramayan ezilmiş kitleler olsa ne gibi tehlikelerle karşılaşabiliriz?
Harari: Eğer yeni teknolojiyi doğru kullanmazsak, sonuç tanımladığınız şekilde olacaktır. Biyoteknoloji, küçük bir elit grubun insanüstü özellikler elde ederek yükselmesinde kullanılacak ve çoğu insanın geride kalmasına sebep olacak. Bu yüzden farklı türler arasında bölünmüş bir insanoğlu olacak, tarihte ilk kez zenginler yoksullardan farklı bir tür olacak. Bu tarihteki en büyük eşitsizlik. Çok sayıda iş yok olacak, ancak yeni işler ortaya çıkacak. Esas sorun işlerin mutlak yokluğu değil, insanları yeniden eğitmek olacak. İnsanlar yaşamları boyunca öğrenmek için işlerini tekrar ve tekrar değiştirmek zorunda kalacak. Şu anki eğitim sistemi onları buna hazırlamıyor.”